UNUTULDUĞU AN VURUR
Türkiye`nin sanayi, nüfus, yetişmiş insan gücünün en yoğun olduğu bölgede meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki 17 Ağustos depreminin `asrın felaketi` olarak adlandırıldığını ve binlerce can kaybının yanında 33 milyar dolarlık zarara yol açtığını hatırlatan Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Melih Baki, hala yaşananlardan ders alınmadığını, can ve mal güvenliğini güvence altına alacak afet yasalarının Meclise getirilmediğini belirterek, `Deprem unutulduğu an vurur` dedi. Melih Baki, 17 Ağustos depreminin 7. yıldönümü sebebiyle yaptığı açıklamada, Türkiye`nin endüstri, sanayi, nüfus, yetişmiş insan gücünün en yoğun olduğu bölgede meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki depremin `asrın felaketi` olarak adlandırıldığını ve binlerce can, mal kayıplarının yanında 33 milyar dolarlık zarara yol açtığını hatırlattı. Ülkede hayatı felce uğratan depremin 7. yılına girerken hala insanların felaketlerden ders almadığını, can ve mal güvenliğini güvence altına alacak afet yasalarının Meclis`e getirilmediğini ifade eden Baki, `Deprem Konseyi kuruldu, önerilerini dinleyen, dikkate alan merci yok. 3 bin bilim adamının bir araya getirildiği deprem şurasını topladık, komisyonlar kuruldu, raporlar hazırlandı, dikkate alan yok. Yapı Denetim Kanunu`nda ilerleme olmadı. Bilime, bilimsel araştırmalara önem verilmedi. Sismolojiye önem verilmedi. Kentsel Dönüşüm Projeleri amacından saptırıldı. Mühendisler tarafından bile anlaşılmayan genelge kirliliği yaşanıyor` dedi. BİNALARIMIZ DAYANIKSIZ Boğaziçi Üniversitesi(BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Cemil Gürbüz, yeni binaların deprem yönetmeliğine göre yapıldığını, eski binaların da depreme dayanıklı hale getirilmeye çalışıldığını kaydederek, bir binanın ömrünün ortalama 30 yıl olduğunu, daha eski binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi yerine yıkılarak yenisinin yapılmasının daha doğru olduğunu dile getirdi. İstanbul Valisi Muammer Güler ise, ``İstanbul`un belki de önemli bir bölümünün yıkılıp yeniden yapılması gibi bir olayla karşı karşıya olunduğunu`` bildirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Uygulamalı Sistemler Analizi Uluslararası Enstitüsü, Kyoto Üniversitesi Afet Önleme Araştırma Enstitüsü ve Dünya Bankası Enstitüsü desteğiyle düzenlenen ``Uluslararası Bütünleşik Afet Riski Yönetimi`` konulu konferansta konuşan Güler, 17 Ağustos depreminin ardından yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Muammer Güler, ``Önümüzdeki günlerde kurmayı planladığımız Afet FM, hem eğitim, hem bilgilendirme açısından faydalı olacak`` dedi. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe ise depremden önce alınacak tedbirlerin, deprem anı ve sonrasının işini de büyük ölçüde kolaylaştıracağını bildirdi. Gökçe, Marmara depreminin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen, teorik düzeyde yapılan bazı çalışmaların dışında, uygulamaya dönük olarak ciddi bir çalışmanın yapıldığını söyledi. HÜKÜMETİN GÜNDEMİNDE DEPREM YOK Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı İsmet Cengiz, ``Dokuzuncu Kalkınma Planı``nda afete karşı hazırlıklar ve afet zararlarıyla mücadele sürecinin yer almadığını belirterek, ``Anlaşılan, 59. Hükümetin gündeminde deprem ve doğal afetler yok`` dedi. İsmet Cengiz, ``yüzyılın felaketi`` olarak toplumsal hafızaya kazınan bu felaketin, ``Türkiye`yi özellikle 1950`lerden sonra esir alan sanayileşme ve kentleşmede plansız yer seçimleri, arsa ve arazi rantına dayalı imar ve yapılaşma kararları ile unutulan deprem gerçekliğinin bir sonucu olduğunu`` söyledi. GEREKLİ TEDBİRLER ALINMADI TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Gönülalan, on binlerce kişinin hayatını kaybettiği Marmara depreminin üzerinden 7 yıl geçmiş olmasına rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığını kaydetti. Gönülalan yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye`de insanların deprem tehlikesi ile iç içe yaşadığını ancak tehlikenin göz ardı edilip üzerinin örtülmeye çalışıldığını bildirdi. Gönülalan, aradan geçen 7 yıllık sürede 38 adet kanun hükmünde kararname çıkartılmasına rağmen afetlere öncelik veren bir `imar yasasının` henüz çıkarılmadığını`` ifade etti. Zorunlu deprem sigortası ve afet sigortası uygulamasının iflas ettirildiğini ifade eden Gönülalan, sigortalılık oranının yüzde 15`i geçmediğini, deprem sigortasına uygun kanuni düzenlemelerin hayata geçirilemediğini kaydetti. MAL VE CAN KAYIPLARI AZALTILABİLİR TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, gerekli tedbirlerle depremlerde can ve mal kayıplarının azaltılabileceğini söyledi. Soğancı, Türkiye`nin en etkin ve yıkıcı deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: ``Geçmişte birçok yıkıcı depremlerde olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir. Türkiye, depremle bir arada yaşamaya mecbur bir ülkedir. Türkiye`nin deprem sorunu, her oluşan yıkıcı depremden sonra, ülke gündemine girmekte bir süre sonra unutulmaktadır.`` RUHLARDA HASAR OLUŞTU Türk Kızılayı tarafından 17 Ağustos depreminin 7. yılı dolayısıyla Düzce`de düzenlenen ``Afetlerde Psikososyal Hizmet Uygulamaları`` konulu panelde konuşan Düzce Valisi Halil Nimetoğlu, 17 Ağustos`un, çok acı verici bir tarih olarak hafızalara kazındığını belirtti. Depremin ardından birçok insanın psikolojik sorunlar yaşadığını ifade eden Nimetoğlu, ``Bu kişilere maddi yardımların yanı sıra psikolojik destek de verilmelidir. Dünya ülkeleri arasında işbirliğinin sergilenmemesi, ortaya çıkan afetlerde acıları daha da büyütüyor. Yaşanan afetler son afet olmuyor, fakat bir sonraki afetin de eğiticisi oluyor`` dedi. Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Tekin Küçükali, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin, insanlarda ağır travmalar ve psikolojik sorunlara sebep olduğunu ifade etti. / ADANA 17.08.2006 2006-08-17 Yeni Asya