(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr
tmmobjfmo@hs01.kep.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU
TUROGE 2012

TUROGE 2012

Bölgesel ve uluslararası tüm petrol ve gaz profesyonelleri ve firmaları (taşımacılık, petrol arama, boru hatları inşası, enerji, sondaj ve off-shore ekipmanları ve diğerleri) ile başta Türkiye, Hazar, Karadeniz, Orta Asya ve çevre ülkelerden ilgili bakanları, bakan yardımcıları, üst düzey yetkilileri, enerji sektöründe faaliyet gösteren yerel ve uluslararası firmalar TUROGE ile bir araya getirildi.

TUROGE, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Türkiye Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ), Petrol İşleri Genel Müdürülüğü ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü‘nün (MTA) tam desteği ile gerçekleşti.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız‘ın da katıldığı TUROGE‘de TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Altay konuşma yapmıştır.

Sayın Altay yaptığı konuşmada; "Dünya, özellikle ülkemizin de içinde olduğu coğrafya yeniden şekillenme süreci yaşamaktadır. Petrol ve doğal gazın geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurması ve enerji kaynaklarına sahip olma mücadelesi Ortadoğu ve Kafkaslarda büyük çekişmelere neden olmuş, yeni sınırlar,  yeni ülkeler yaratmıştır" dedi.

Daha sonra konuşmasına; "Bugün bu enerji savaşlarının yeni bir versiyonu sahnelenmektedir. Mısır, Tunus, Libya Bahreyn, Yemen, Suriye  ve sıradaki petrol üreten ülke yönetimleri yeniden şekillenmektedir. Bu ülkelerin totaliter rejimle yönetiliyor olmalarının yanında en önemli özelliği petrol üretmeleridir. Bugün  totaliter rejimle yönetilen birçok ülke olmasına rağmen ayaklanmaların  ne hikmetse sadece Ortadoğu Bölgesinde olması manidardır." diyerek devam etti.

Ülkemizin yıllık petrol üretiminin 2.2-2.4 milyon ton oranında, tüketimi ise 32 milyon ton civarında olduğunu söyleyen Sayın Altay; "Ülkemiz yerli petrol üretimi tüketimin ancak %8‘ini karşılamakta ve buna bağlı olarak petrol ihtiyacının %92‘sini ve doğalgazın neredeyse tamamını dışarıdan temin etmektedir. Yıllara bağlı olarak bu gereksinim artmaktadır." dedi.

"Ülkemizde petrol ve doğal gaz potansiyelini saptamak amacıyla sondaj öncesi arama faaliyetleri kapsamında 2010 yılında   toplam yaklaşık 12171 Km‘lik  2B ve yaklaşık 4040 km2‘lik  3B  veri toplama gerçekleştirilmiştir. Geçtiğimiz yıl  sadece  TPAO tarafından 12964  km  2B ve 2756  km2 3B  toplamıştır. Yine geçtiğimiz yıl sadece TPAO, 115  kuyuda 198.875 m sondaj   çalışması yapılmıştır." dedi.

"Bir önemli konuda  başta ABD olmak üzere tüm dünyada üzerine ciddi yatırımlar yapılan  şeyl gaz ve şeyl petrolünün aranması ve üretimidir. Şeyl petrolü şeyl gazına göre yeni bir konu olmakla birlikte ciddi önemli sonuçlar alınmıştır.  Ülkemizde Trakya‘da Mezardere formasyonu ve Güneydoğu Anadolu‘da Dadaş formasyonu bü tür çalışmalar için uygun olarak görülmektedir. Shell  Güneydoğu Anadolu için yapılan unkonvansiyonel arama ve üretim anlaşması bu bakımdan çok önemlidir." dedi.

"Özetle; Üretici ülkelerdeki politik ve ekonomik istikrarsızlıklar, hızla büyüyen enerji talebi, projeler için gerekli finansal ihtiyacın teminindeki güçlükler, üretici ile tüketici arasındaki ticari yollardaki arz kesintileri, çevre konusunda artan hassasiyete bağlı çevresel yükümlülükler, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların ekonomiler üzerindeki etkileri göz önüne alındığında ülkemiz için;

  • Kaynak ve ülke çeşitlendirmesi

  • Yerli kaynakların üretiminin ve kullanımının artırılması

  • Stratejik petrol ve doğalgaz depolama kapasitesinin hızla artırılması

  • Ülkemizin enerji ticaret merkezi olma noktasındaki jeopolitik konumunun çok iyi değerlendirilmesi

  • Ortadoğu ve Hazar petrol ve doğalgazının tüketici ülkelere ulaştırılması noktasında her aşamada katılım sağlanması

  • Enerji sektöründe şeffaflığı ve rekabeti sağlayıcı düzenlemelerin yapılması

  • Bölgesel projelerde katılım sağlanması

  • Uluslararası projelerde rekabet eden şirketlerimizin desteklenmesi

  • Ceyhan‘ın Enerji terminali haline getirilmesi

  • Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi

  • Sektörde çalışan teknik elemanlara taşıdıkları sorumluluk oranında hak ettikleri ücret ve özlük haklarının verilmesi şarttır." dedi.

"Sonuç olarak; hidrokorbon kaynakları dünyanın ihtiyacını uzun yıllar karşılayacak potansiyeldedir. Bu kaynaklar tükenmeden dünya kademeli olarak başka enerji kaynaklarına geçecektir. Gerekli düzenlemeler ve yatırımlarla hidrokorbon yakıtların çevreye verdiği zarar daha da düşürülebilir. Ülkemiz bu süreçte geriye kalmadan enerji ihtiyacını karşılamak için enerjisi çeşitlendirmelidir." dedi.

Sayın Metin Altay‘ın konuşmasının tamamı ektedir.
Okunma Sayısı: 2538