TUROGE 2012
Bölgesel ve uluslararası tüm petrol ve gaz profesyonelleri ve firmaları (taşımacılık, petrol arama, boru hatları inşası, enerji, sondaj ve off-shore ekipmanları ve diğerleri) ile başta Türkiye, Hazar, Karadeniz, Orta Asya ve çevre ülkelerden ilgili bakanları, bakan yardımcıları, üst düzey yetkilileri, enerji sektöründe faaliyet gösteren yerel ve uluslararası firmalar TUROGE ile bir araya getirildi.
TUROGE, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Türkiye Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ), Petrol İşleri Genel Müdürülüğü ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü‘nün (MTA) tam desteği ile gerçekleşti.
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız‘ın da katıldığı TUROGE‘de TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Altay konuşma yapmıştır.
Sayın Altay yaptığı konuşmada; "Dünya, özellikle ülkemizin de içinde olduğu coğrafya yeniden şekillenme süreci yaşamaktadır. Petrol ve doğal gazın geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurması ve enerji kaynaklarına sahip olma mücadelesi Ortadoğu ve Kafkaslarda büyük çekişmelere neden olmuş, yeni sınırlar, yeni ülkeler yaratmıştır" dedi.
Daha sonra konuşmasına; "Bugün bu enerji savaşlarının yeni bir versiyonu sahnelenmektedir. Mısır, Tunus, Libya Bahreyn, Yemen, Suriye ve sıradaki petrol üreten ülke yönetimleri yeniden şekillenmektedir. Bu ülkelerin totaliter rejimle yönetiliyor olmalarının yanında en önemli özelliği petrol üretmeleridir. Bugün totaliter rejimle yönetilen birçok ülke olmasına rağmen ayaklanmaların ne hikmetse sadece Ortadoğu Bölgesinde olması manidardır." diyerek devam etti.
Ülkemizin yıllık petrol üretiminin 2.2-2.4 milyon ton oranında, tüketimi ise 32 milyon ton civarında olduğunu söyleyen Sayın Altay; "Ülkemiz yerli petrol üretimi tüketimin ancak %8‘ini karşılamakta ve buna bağlı olarak petrol ihtiyacının %92‘sini ve doğalgazın neredeyse tamamını dışarıdan temin etmektedir. Yıllara bağlı olarak bu gereksinim artmaktadır." dedi.
"Ülkemizde petrol ve doğal gaz potansiyelini saptamak amacıyla sondaj öncesi arama faaliyetleri kapsamında 2010 yılında toplam yaklaşık 12171 Km‘lik 2B ve yaklaşık 4040 km2‘lik 3B veri toplama gerçekleştirilmiştir. Geçtiğimiz yıl sadece TPAO tarafından 12964 km 2B ve 2756 km2 3B toplamıştır. Yine geçtiğimiz yıl sadece TPAO, 115 kuyuda 198.875 m sondaj çalışması yapılmıştır." dedi.
"Bir önemli konuda başta ABD olmak üzere tüm dünyada üzerine ciddi yatırımlar yapılan şeyl gaz ve şeyl petrolünün aranması ve üretimidir. Şeyl petrolü şeyl gazına göre yeni bir konu olmakla birlikte ciddi önemli sonuçlar alınmıştır. Ülkemizde Trakya‘da Mezardere formasyonu ve Güneydoğu Anadolu‘da Dadaş formasyonu bü tür çalışmalar için uygun olarak görülmektedir. Shell Güneydoğu Anadolu için yapılan unkonvansiyonel arama ve üretim anlaşması bu bakımdan çok önemlidir." dedi.
"Özetle; Üretici ülkelerdeki politik ve ekonomik istikrarsızlıklar, hızla büyüyen enerji talebi, projeler için gerekli finansal ihtiyacın teminindeki güçlükler, üretici ile tüketici arasındaki ticari yollardaki arz kesintileri, çevre konusunda artan hassasiyete bağlı çevresel yükümlülükler, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların ekonomiler üzerindeki etkileri göz önüne alındığında ülkemiz için;
Kaynak ve ülke çeşitlendirmesi
Yerli kaynakların üretiminin ve kullanımının artırılması
Stratejik petrol ve doğalgaz depolama kapasitesinin hızla artırılması
Ülkemizin enerji ticaret merkezi olma noktasındaki jeopolitik konumunun çok iyi değerlendirilmesi
Ortadoğu ve Hazar petrol ve doğalgazının tüketici ülkelere ulaştırılması noktasında her aşamada katılım sağlanması
Enerji sektöründe şeffaflığı ve rekabeti sağlayıcı düzenlemelerin yapılması
Bölgesel projelerde katılım sağlanması
Uluslararası projelerde rekabet eden şirketlerimizin desteklenmesi
Ceyhan‘ın Enerji terminali haline getirilmesi
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi
Sektörde çalışan teknik elemanlara taşıdıkları sorumluluk oranında hak ettikleri ücret ve özlük haklarının verilmesi şarttır." dedi.
"Sonuç olarak; hidrokorbon kaynakları dünyanın ihtiyacını uzun yıllar karşılayacak potansiyeldedir. Bu kaynaklar tükenmeden dünya kademeli olarak başka enerji kaynaklarına geçecektir. Gerekli düzenlemeler ve yatırımlarla hidrokorbon yakıtların çevreye verdiği zarar daha da düşürülebilir. Ülkemiz bu süreçte geriye kalmadan enerji ihtiyacını karşılamak için enerjisi çeşitlendirmelidir." dedi.
Sayın Metin Altay‘ın konuşmasının tamamı ektedir.