TUROGE 2011 1617 MART 2011
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası ve Türkiye Petrol Jeologları Derneği‘nin organizatörlüğünde düzenlenen TUROGE 2011 yerli ve yabancı konuşmacıların, delegelerin ve basın mensuplarının katılımıyla Türk Petrol ve Gaz sektörünü, Türkiye‘nin stratejik konumu ve önemi, Türkiye‘nin Orta Asya, Orta Doğu ve Avrupa arasında bölgesel Petrol & Gaz ulaşım merkezi olduğu vb. konuları ele almıştır.
TUROGE 2011‘de bir konuşma yapan TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Metin Altay; "Dünya, özellikle ülkemizin de içinde olduğu coğrafya yeniden şekillenme süreci yaşamaktadır. Petrol ve doğal gazın geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurması ve enerji kaynaklarına sahip olma mücadelesi Ortadoğu ve Kafkaslarda büyük çekişmelere neden olmuş, yeni sınırlar, yeni ülkeler yarattığını belirtmiştir.
Sn. Altay konuşmasında, Bugün bu enerji savaşlarının yeni bir versiyonu sahnelenmektedir. Mısır, Tunus, Libya Bahreyn ve sıradaki petrol üreten ülke yönetimleri yeniden şekillenmektedir. Bu ülkelerin totaliter rejimle yönetiliyor olmalarının yanında en önemli özelliği Petrol üretmeleri. Bu gün totaliter rejimle yönetilen birçok ülke olmasına rağmen ayaklanmaların Ne hikmetse sadece Ortadoğu bölgesinde olması manidardır.
Enerji , ülkelerin ekonomik ve toplumsal gelişimlerinin vazgeçilmez girdisi ve gereksinimidir. Enerji kaynaklarına ve bu kaynaklardan elde edilen enerjiye erişim , ülkelerin gelişim düzeylerini olduğu kadar , ekonomik ve ulusal güvenliklerini de doğrudan etkileyen, yaşamsal bir olgudur.
Çin ve Hindistanın hızlı kalkınması, onları enerjinin yeni aktörleri olma konumuna getirmiştir. Bu ülkeler bir taraftan kendi ülkelerinde devlet desteği ile enerji alanlarını kontrol edecek yatırımları gerçekleştirirken diğer taraftan da servis hizmetleri vererek doğal kaynaklara sahip ülkelerde yer alma çabası içindedirler. Bu durum söz konusu ülkelerin yenidünya düzeni içinde var olma şeklidir.
TPAO ve BOTAŞ arasında yapılan antlaşma ile Silivri de 1.6 milyar metreküp gaz depolama tesisi yapılmıştır. Tuz gölü gaz depolama çalışmaları bugün itibari ile bir sonuca ulaştırılamamıştır. TPAO, Trakya‘daki eski gaz sahalarını doğalgaz deposuna dönüştürmek için çalışmalarına devam etmektedir.
Ülkemizde petrol ve doğal gaz potansiyelini saptamak amacıyla sondaj öncesi arama faaliyetleri kapsamında 2010 yılında toplam yaklaşık 12171 km lik 2B ve yaklaşık 4040 km2‘lik 3B veri toplama gerçekleştirilmiştir. Geçtiğimiz yıl sadece TPAO 936 km, 2B ve 1877 km2 3B toplamıştır. Yine geçtiğimiz yıl sadece TPAO, 103 kuyuda 181.005m sondaj çalışması yapılmıştır.
Karadeniz Offshore‘runda yaklaşık 8-10 milyar varil petrol veya petrol eşdeğeri üretilebilir rezerv olduğu tahmin edilmektedir.Bu potansiyeli üretebilmek için TPAO Karadeniz Offshore‘unda yeni ortaklıklar kurarak (Chevron, Exxon Mobil vb.) çalışmalarına devam etmektedir.
JFMO, PMO, TPJD ve JMO örgütleri olarak çıkarılması düşünülen petrol yasası ile ilgili olarak ortak çalışmalarımızı yapıp enerji bakanlıgımıza ilettik . kanun çalışmalarında da meslek örgütleri olarak bilgi birikimi ve deneyimlerimizi yetkililerle paylaşmak isteriz.
Burada değinmeden geçemeyeceğim önemli bir konuda ülkemiz Irak‘ın( Kuzey Irak) geleceğinde kendine pozitif bir yer sağlayamazsa , bunu petrol ve doğalgaz projelerinede etkisi olacaktır. Irak‘ın güneyindeki petrol ülkemiz üzerinden akmayacağına göre Kuzey Iraktaki petrol ve doğalgazın ülkemiz üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılması ve buradaki rezevlerin aranması işletilmesi hedeflerimiz arasında olmalıdır.
Sonuç olarak; hidrokorbon kaynakları dünyanın ihtiyacını uzun yıllar karşılayacak potansiyeldedir. Bu kaynaklar tükenmeden dünya kademeli olarak başka enerji kaynaklarına geçecektir. Gerekli düzenlemeler ve yatırımlarla hidrokorbon yakıtların çevreye verdiği zarar daha da düşürülebilir. Ülkemiz bu süreçte geriye kalmadan enerji ihtiyacını karşılamak için enerjisi çeşitlendirlmesi gerektiğini" söylemiştir.