TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI ESKİŞEHİR ŞUBE YÖNETİMİ BASIN AÇIKLAMASI

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI ESKİŞEHİR ŞUBE YÖNETİMİ BASIN AÇIKLAMASI

Depreme karşı hazırlıklı olunması, deprem tehlikesi ve konusunun kamuoyu gündeminde kalması amacıyla ülkemizde her yıl 1-7 Mart tarihleri arasındaki hafta deprem haftası olarak kutlanmaktadır.

Etik dışı yaptırımlar, rant politikaları nedeni ile ülkemizde bilim ve mühendislik çalışmaları yeterince dikkate alınmamaktadır. Bu yüzden Gayri Safi Milli Hasıla her yıl ortalama %5 afet zararlarını karşılamak için harcanmaktadır. Dolayısıyla ülkemiz deprem ve afet ülkesi haline gelmiştir. Ülkemiz deprem ülkesi olmasına rağmen, üzülerek söylemeliyiz ki depreme hazır değiliz.

Daire alırken deprem güvenliğinden çok görsel özelliklerine önem verildiği sürece kayıplar kaçınılmaz olacaktır. Bir deprem ülkesi olan Türkiye bu jeolojik avantajını, deprem bilinci hala oluşturulmamış halkı ile afete dönüştürmüş, pek çok can ve mal kaybına yol açan zararlara uğramıştır.

 Yakın geçmişimizde meydana gelen 17 Ağustos 1999 Gölcük ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerinde 20binden fazla can kaybı ve milyonlarca TL lik mal kaybı yaşanmıştır. Gölcük ve Düzce depremlerinden sonra Simav ve Van depremlerinde de aynı kayıpları yaşıyorsak bu depreme hazırlıklı olmadığımızın en acı göstergesidir.

Bilindiği üzere şehrimiz 2. Derece deprem bölgesindedir. Hemen hemen her yıl ortalama 4 büyüklüğünde bir deprem olmakla beraber 1956 yılında Çukurhisar‘ da olduğu gibi 6.4 büyüklüğünde depremlerde meydana gelmektedir.

                Yaşanan bunca acı, gerçekliğe rağmen kamu kurumlarının büyük bir kısmında halen Jeofizik Mühendisi istihdamı sağlanmamaktadır. Bu bağlamda kamu ve belediye yöneticileri duyarlı davranıp sağlam, standartlara uygun ve Jeofizik Mühendisliği hizmeti alan binaların yapılması hususunda gerekli her türlü tedbiri almalıdır. Jeofizik Mühendisleri yerel yönetimlerde görevlendirilmeli ve çıkarılacak kanun ve yönetmeliklerle bu istihdam zorunlu hale getirilmelidir.

                Umuyoruz ki bir daha bu denli büyük kayıpların yaşanmaması için depremle yaşamayı öğrenmeli ve gerekli tedbirleri eksiksiz almalıyız.

Uluönder Mustafa Kemal Atatürk‘ ün bir sözüyle açıklamama son vereceğim.

‘‘Felaket başa gelmeden önce önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır. Geldikten sonra düşünmenin yararı yoktur ‘‘.