MUTLU VE SAĞLIKLI BİR ÖMÜR İÇİN HEDEFİMİZ TEMİZ BİR ÇEVRE
1972 yılında İsveç‘in Stockholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı‘nda alınan bir kararla, 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak kabul edilmiştir.
Yaşam alanımız olan çevrenin korunması gerekirken, ekonomik çıkarlar uğruna çevreye zarar veriliyor, geri dönüşümün imkansız olduğu, oluşan tahribatın giderilemeyeceği bilinmesine rağmen kalıcı hasarlar bırakılarak çevre yok ediliyor.
Yapılan çalışmalar, edinilen bilgiler çevrenin yok oluşunun resmini çizse de, uluslararası dengeler, dev şirketlerin çıkarları uğruna bu resim görmezden geliniyor. Yok oluşun başlangıcı olan bu vurdumduymazlık, çevreyle birlikte dünyamızın ve insanlığın sonunu hazırlıyor.
İnsanın doğaya verdiği zarar olarak da tanımlayabileceğimiz çevre kirliliğini ve tahribatının önlenebilmesi için doğanın korunması zorunludur.
Ülkemizde, Boğazlarda meydana gelebilecek bir tanker kazasının oluşturacağı çevre kirliliğinin yanı sıra tarihi değerlere ve doğal yapıya da zarar vereceği, bunun örneklerinin çok yakın geçmişte yaşandığı ve büyük faciaların kıl payı atlatıldığı bilinmektedir. muhtemel bir tanker kazası sonucu oluşan yangının, hava kirliliğine yol açacağını, hem insan sağlığını ciddi boyutta etkileyeceğini, hem de maddi hasara sebep olabilmektedir. Ayrıca, denize dökülebilecek petrol ve ürünlerinin, deniz ekosistemi üzerinde olumsuz etkiler oluşturarak, denizde yaşayan organizmaları etkileyecektir. bunun yanında bir kazanın, boğazlardaki kültürel değerler üzerinde yapacağı etkilerin de göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Tarihi ve kültürel güzellikleriyle dünyanın sayılı şehirlerinden biri olan İstanbul‘un böylesine ciddi tehlike altındayken, Kafkasya ve Orta Asya petrollerinin Türk boğazları kullanılarak taşınılmak istenilmesi, bugün yılda 60 milyon ton petrol ve ürünlerinin, yaklaşık sayısı 5 bin 500‘ü bulan tankerler vasıtasıyla taşındığı, bu miktara bir de Kafkasya ve Orta Asya petrolleri eklenecek olursa, boğazlardan geçecek tanker sayısının yılda 100 bini geçecektir.
Orta Asya petrollerinin boğazlar kullanılarak taşınması durumunda, 100-150 bin tonluk binlerce tankerin birer bomba olacağının unutulmaması gerekir. "Bu petrolün boğazlarımız kullanılarak taşınması, hem çevre açısından hem de insani açıdan geri dönüşü olmayan bir faciaya sebebiyet verebileceğinden, son derece duyarlı olunmalı ve Türk boğazları bir petrol boru hattı olarak düşünülmemelidir"
Türkiye, günde ortalama 28 tankerin geçiş yaptığı, yılda 107 milyon ton ham petrol taşınan İstanbul ve Çanakkale Boğazları‘nı petrol tankerlerinden arındırarak petrolün tamamının, inşa edilen ve inşa edilmekte olan petrol boru hatlarıyla nakledilmesi önem arz etmektedir.
Dünyamız da ise, 5 Haziran‘ı bir çevre felaketi ile karşılamaktadır.
Alaska kıyılarında karaya oturan ve 1300 km mesafeye 40 milyon litreden fazla ham petrol yayılmasına neden olan Exxon Valdez tankerinin neden olduğu kaza dünya tarihinin en kötü deniz kirliliklerinden biri olmuştur.
Meksika Körfezi‘n deki petrol platformunda yaşanan patlama sonucu denize sızan binlerce varil petrol bugünümüzü olduğu kadar geleceğimizi de tehdit etmeye devam etmektedir.
Dünya Çevre Günü‘nün temel amacı, tüm doğal hayatı ve tabiat varlığını sürdürülebilir bir yaşam tarzıdır. Yaşanabilir bir dünya için çevre politikalarının sanayi, tarım, enerji, ulaşım, kentleşme ve her alanda hayata geçirebilmektir.
Gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak için kirlenmeleri mutlaka önlemek, yeşil alanları ve hayvanları koruyup çoğaltmak gerekir. Bilinçsizce sağa sola attığımız plastik ürünlerin doğada 400 yıl kadar çürümeden kalabildiğini söylersek, karşı karşıya kaldığımız tehlikenin boyutlarını biraz olsun anlayabiliriz. Çevrenin kirlenmesini önlemek için üzerimize düşen görevleri mutlaka yapmalıyız.
Çevrenin başkalarına da ait olduğunu bilmek ve çevreyi korumak zorunda olduğumuz bilincinin yerleşmesini temenni ediyoruz.
TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
XIII. DÖNEM YÖNETİM KURULU