ELAZIĞ DEPREMİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinden alınan bilgiye göre; yerel saat ile 04:32‘de Elazığ iline bağlı Başyurt-Karakoçan bölgesinde büyüklüğü Ml=6.0 olan şiddetlice bir deprem meydana gelmiştir. Deprem sığ odaklı (5 km.) olup özellikle Başyurt-Karakoçan‘da ve Elazığ‘da kuvvetlice, Giresun, Erzurum, Erzincan, Batman ve civarında da hissedilmiştir.
Depremin olduğu bölge genel olarak deprem etkinliğinin yoğun olduğu bir alandır. Özellikle 2003 Bingöl ve Pülümür Depremleri, 2005-2007 Sivrice - Elazığ Depremleri son yıllarda bölgede görülen önemli deprem etkinlikleridir.
Bölge genel anlamda Kuzey Anadolu Fay Zonu‘nun ve Doğu Anadolu Fay Zonu‘nun kesişme noktası olarak nitelendirilir ve bölgede yoğun deformasyon ve buna bağlı deprem etkinliği sıkça görülmektedir. Bölgede bu iki fay zonunun da özelliğine bağlı olarak çok fazla sayıda aktif irili, ufaklı fay parçası bulunmaktadır. Deprem genel doğrultusu D-B yönde olan ve genel olarak Bingöl-Karakoçan Fayı olarak adlandırılan kırık sistemi içerisinde meydana geldiği tahmin edilmektedir.
Elazığ ili ve çevresi gerek tarihsel dönemde, gerekse aletsel dönemde meydana gelmiş depremlerden etkilenmiştir. Deprem özellikle dış merkeze yakın yerleşim birimlerinde Başyurt ve Karakoçan‘a bağlı köylerde yıkıma ve can kaybına neden olabilir.
Jeofizik Mühendisleri Odası olarak;
17 Ağustos - 12 Kasım 1999 depremlerinin unutulduğu bir anda, Depremler yine gündemimize gelmiştir. Ülkemizde bundan önce olduğu gibi bundan sonra da gündemimizde olmaya devam edecektir. Yetkililerin sürekli tarafımızca uyarılmasına rağmen halkın bilinçlendirilmediği ve gerekli önlemlerin alınmadığı görülmektedir.
Depremde ve afette en önemli konulardan biri; yapılaşılacak zeminin özelliklerinin ve yeraltı yapısının tanınmasıdır. Yapılaşmada tüm ilgili mühendislik disiplinlerinin birlikte çalışmalar yapması gereklidir. Yeraltı yapısının ve zeminin tanımlanmasında en önemli bilim dallarından birisi Jeofizik Mühendisliğidir. Jeofizik Mühendisliği‘nin önemi yetkililer tarafından anlaşılamamış olup, yasa ve yönetmeliklerde hak ettiği yer verilmemektedir. Zemin ve yeraltı yapısının özellikleri iyi tanımlandıktan sonra konut, sanayi tesisi, iletişim ve ulaşım alt yapısına müsaade edilmeli ve bu yapılar yetkililerce çok iyi kontrol edilmelidirler.
Jeofizik Mühendisleri ve TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası mensupları olarak bizler, doğanın bir gerçeği olan depremlerin önlenemeyeceğini, ancak alınacak bilimsel önlemler ve bilinçli eğitim ile oluşacak her türlü zararın en aza indirilebileceğinin bilincindeyiz.
Elazığ‘da meydana gelen depremin artçı sarsıntılarının olacağı göz önüne alınarak, yöre halkının hasarlı binalara girmemeleri can ve mal güvenliği açısından gereklidir. Bir an önce Devletin, vatandaşlarımızın yaralarını sarmasını bekliyoruz.
Depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Tanrıdan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar, yaralılara acil şifalar dileriz.
TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
XII. DÖNEM YÖNETİM KURULU