
Ege Denizi Deprem Fırtınası - 2
25 Ocak 2025 tarihinden itibaren Yunanistan’ın Santorini Adası dolayında başlayan deprem etkinliği hem kamuoyunda hem de bilim dünyasında önemli bir yer tutmuştur. Gerek ülkemizdeki AFAD ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü gibi ulusal deprem gözlem merkezleri gerekse Yunanistan’a ait deprem gözlem merkezleri bölgede yaklaşık 10 gün içerisinde 800’den fazla depremin meydana geldiğini rapor etmişlerdir. En büyüğü M=5.2 olan depremlerin büyük bölümü Santorini adası kuzeydoğusundaki Amorgos havzasında meydana gelmiştir ve deprem oluşumları hala devam etmektedir.
Santorini Adası ve bölgedeki benzer volkanik adalar Girit Adası’nın güneyinde bulunan Ege Yitim Zonu ile gelişen bölgesel jeodinamik süreçlerin bir sonucu olarak meydana gelmiştir (Şekil 1). Bir yay üzerinde bulunan bu volkanik adalardan biri de Santorini Adası’dır ve tarihsel dönemler boyunca defalarca aktif hale gelmiştir. Ayrıca, Ege Denizi altındaki mikro levhanın gerilmesi sonucu bölgede normal fay sistemleri gelişmiş ve bu sebeple yoğun bir depremselliğe sahne olmuştur.
Şekil 1. Ege Volkanik Yayı ve üzerinde gelişen volkanik adalar
Santorini ile Amorgos arası bölgenin aletsel dönem boyunca yüksek deprem etkinliğine sahip olduğu bilinmektedir. Bu depremler zaman zaman 6 büyüklüğünü aşarak yıkıma, can kaybına ve tsunamilere yol açmıştır. Bu depremler arasında en büyüğü 9 Temmuz 1956’da 03:11:40 (GMT)’de ve ondan 13 dakika sonra 03:24:02 (GMT)’de sırasıyla 7.5 ve 7.2 büyüklüklerinde meydana gelerek, ikiz depremler olarak bilinmektedir. Bu depremlerin yaklaşık 20 metrelik dalga yüksekliğine sahip tsunamiye neden olduğu rapor edilmiş ve Türkiye kıyılarına kadar uzanan geniş bir alanı etkilemiştir. Her iki depremde toplam 53 kişi hayatını kaybetmiştir.
Aynı bölgede son günlerde izlediğimiz deprem etkinliği, küçük magnitüdlü depremlerle başlamış ve zaman içerisinde orta büyüklüklere doğru çıkarak, sıklığı artmıştır. Derinlik olarak ise 4-20 km’ler arasında oluşan bu deprem etkinliği çoğunlukla Amorgos Fayı üzerinde gerçekleşmiştir (Şekil 2). Bu depremlerin tektonik mi yoksa volkanik kökenli mi olduğu konusunda tam bir fikir birliğine varılmış değildir. Ancak, sismistenin zaman içerisinde giderek artış göstermesi, bölgede olası büyük bir depreme veya volkanik bir aktiviteye neden olabileceği endişeleri bulunmaktadır. Bu nedenle yetkililerin yapmış olduğu uyarılarla bölgede yaşayan ada sakinleri yerleşim yerlerini terk ederek güvenli bölgelere gitmişlerdir.
Bölgede meydana gelebilecek en kötü senaryolara göre Türkiye’nin batı sahillerinin de etkilenmesi ön görülmektedir. Büyük bir depremin yıkıcı olmayan sarsınsıntıları bölgeye yakın sahil kesimlerimizde hissedilecektir. Büyük bir depremle oluşabilecek bir tsunaminin etkisi ise yine sahil kesimlerinde daha fazla olabilecektir. Volkanik patlama ve püskürmeni de etkilerinin olumsuz bir şekilde yaşama olasılığımız bulunmaktadır.
Şekil 2. Amorgos havzasında meydana gelen güncel deprem etkinliği