`DEPREMİN İZLERİ SİLİNDİKÇE YAPI SEKTÖRÜNDEKİ DUYARLILIK AZALIYOR`

ADANA(CİHAN)- İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Adana Şube Başkanı Sadi Sürenkök, deprem felaketlerinin izleri silindikçe dayanıklı yapı yapma konusundaki duyarlı davranışın azalmaya başladığını söyledi. İMO`nun Seyhan Oteli`nde düzenlediği `11. yılında 27 Haziran 1998 Adana Depremi` konulu panelin açılışında konuşan Sürenkök, o gün ve sonrasında yaşan acıların, yakınlarını kaybedenlerin dışında unutulduğunu kaydetti. 145 kişinin hayatını kaybettiği, bin 517 vatandaşın yaralandığı Adana depreminde toplam 76 bin konutun hasar gördüğünü hatırlatan Sürenkök, `Ancak ne acıdır ki, yılda bir kere yaptığımız bu tür anma toplantılarının dışında deprem hatırlanamaz oldu.` dedi. İleride çok ciddi yıkımların yaşanmasına neden olabilecek büyük bir yanlışın son yerel seçimler öncesinde ortaya çıktığını dile getiren Sürenkök, belediyelerin oy kaygısıyla göz yummaları sonucu, ilk ciddi depremde yapanlara mezar olabilecek nitelikte binlerce kaçak yapının inşa edildiğine dikkat çekti. Sürenkök, odalarının tüm uyarılarına rağmen belediyelerin bu konuda önlem almadığını savundu. Marmara Depremi`nin hemen ardından dayanıklı yapı yapılmasını sağlamak amacıyla Yapı Denetim Yasası`nın çıkartılarak 19 ilde uygulamaya konulduğunu anlatan Sürenkök, ancak yasadaki eksiklikler nedeniyle bu konuda yeterli verimin alınamadığını savundu. Sürenkök sözlerini şöyle sürdürdü: `Yapı Denetim Yasası`ndaki eksikliklerin giderilerek ülke genelinde uygulanmaya konulması en az AB Uyum Yasaları kadar önemli bir konudur. Hükümet bu hususta duyarlı davranmalıdır. Gerçek çözümün deprem sonrasında evi yıkılan vatandaşlara ev ya da para dağıtmak olmadığı, artık herkes tarafından bilinmelidir. Hep aynı senaryoyu izliyoruz. Deprem öncesinde bir şey yapmıyoruz. Sonrasında siyasiler yollara düşüyor. Paralar harcanıyor. Halbuki bu kaynakların onda biri felaket olmadan önce harcansa hem can kaybı olmayacak, hem bu kadar hasarlar meydana gelmeyecektir. Doğal olan olayların sonucunu afetler olarak yaşıyoruz.` Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Melih Baki ise Adana depreminin 11. yılında gerçekleştirilen panele katılımın azlığına tepki gösterdi. Depremden gerekli derslerin çıkartılmasını isteyen Baki, `Bunu unuttuğumuz an, toplum olarak çok ağır bedeller öderiz. Biz acıları unuttuğumuz gibi önlemleri de unuttuk. Dünyada bu afetleri fırsatçılığa çeviren zihniyet başka hangi ülkede var?` diye sordu. Deprem felaketi hususunda onlarca genelgenin çıktığına dikkat çeken Baki, yürürlükteki bu genelgeleri birebiriyle çelişen ve anlaşılması güç belgeler olarak niteledi. Afet İşleri Genel Müdürlüğü`nün kendisinin `afet` olduğunu ileri süren Baki, kurumun her belediyeye farklı farklı yazılar yazdığını iddia etti. Adana`da yeraltı su seviyesi bakımından Çatalan Barajı`nın dönüm noktası teşkil ettiğine işaret eden Baki, 11 yıl önce yeraltı su seviyesinin 7-11 metre arasında değiştiğini açıkladı. İçme ve kullanma amaçlı kuyuların kapatılmasının yanında regülatör köprüsünün yapılmasıyla Adana`daki yeraltı suyunun doğal halinin üstüne çıktığını anlatan Melih Baki, kentte çok katlı yapıların bodurum katlarının sularla dolduğunu kaydetti. Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz da ilçe belediyelerinin salonda olmasına karşı çıktı. Adana yeraltı suyu problemini kabul ettiğini belirten Aldırmaz, bu nedenle yapılaşmanın kentin kuzeyine taşındığına dikkat çekti. Yoğun kaçak yapılaşmanın doğurduğu sıkıntılara değinen Aldırmaz, imar aflarını vatandaşlara yapılmış en büyük kötülük olarak nitelendirdi. Aldırmaz, Ceyhan depremi görüntülerinin ibret için televizyonlarda defalarca gösterilmesini istedi. İMO Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Bakır, dünyanın pek çok ülkesinde 7.7 şiddetindeki depremlerde spikerlerin haberleri sunmaya devam ettiğini belirtti. Bakır, Türkiye`de tam tersi bir durumla herkesin canını kurtarmakla meşgul olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu da depremin insanla ilgili bir mesele olduğunu vurguladı. (CİHAN) 2009-06-27 CİHAN