23 EKİM 2011 VAN DEPREMİNİN 10 YILDÖNÜMÜ
23 Ekim 2011 tarihinde Van Merkeze bağlı Tabanlı köyü merkez üssü olmak üzere büyük bir deprem meydana gelmiştir. Şehirde geniş çapta hasara yol açan depremin aletsel büyüklüğü 7.2 (Mw) olarak ölçülmüştür. Tüm Türkiye bu depremin yaralarını sarmak için seferber olmuşken bu kez de 9 Kasım 2011 tarihinde Van Merkez`e 16 kilometre uzaklıktaki Edremit ilçesinde, aletsel büyüklüğü 5.6 (Mw) olan yeni bir deprem meydana gelmiştir.
Her iki deprem de Doğu Anadolu Bölgesinin genelinde hissedilmiş ve büyük tedirginliğe yol açmıştır. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 depremlerinde toplam 644 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 1.966 vatandaşımız yaralanmış, 252 vatandaşımız ise enkazlardan sağ olarak kurtarılmıştır.
Ülkemiz aktif bir deprem kuşağında yer almaktadır. Meydana gelen depremler, çok sayıda can ve mal kaybına, büyük üzüntüler ve acılar yaşanmasına sebep olmaktadır. Başta deprem, heyelan, sel, su taşkını olmak üzere pek çok doğa olayının afete dönüşmesini önlemek için afet riski altındaki alanların sağlıklı ve güvenli yaşam alanları haline getirilmesi öncelikli ve acil bir ihtiyaçtır.
Depremle iç içe yaşamak zorunda olduğumuz Ülkemizde; Doğa olaylarının afete dönüşmemesi, toplumsal acıların tekrar yaşanmaması için, daha önce defalarca belirttiğimiz bazı konuları bir kez daha hatırlatmayı gerekli görüyoruz
Bir doğa olayı olan depremler geçmişte olduğu gibi gelecekte de olacaktır. Deprem ve afet zararlarının en aza indirilmesi için;
· Yer seçiminden başlayarak imar planlarının afet riskine göre hazırlanması, depreme dayanıklı güvenli yapıların üretilmesi, insanların deprem konusunda bilinçlendirilmesi, deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasında yapılacak çalışmalarla depreme hazırlıklı olunmalıdır.
· Güvensiz hasarlı ve riskli binalar bir an önce tespit edilerek güçlendirilmeli veya yıkılıp yeniden yapılmalıdır. Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın dayanıklılığını inceleyen Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinden yararlanılmalıdır.
· İnsanların sağlıklı, deprem güvenli binalarda yaşama hakkı için, mühendislik biliminin gerekleri dikkate alınmalı, zemin ve temel etüt raporları standartlara uygun yapılmalı, Riskli alanlar imara açılmamalı, bilimsel normlara dayalı yer seçimi, İmar Planına altlık teşkil eden jeolojik-jeofizik-jeoteknik etütler yapılmalı, ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir.
Bir doğa olayı olan depremlerin önlenemeyeceğini, ancak alınacak bilimsel önlemler, bilinçli eğitim ve deprem güvenli konut üretimi ile her türlü zararın en aza indirilebileceği unutulmamalıdır.
Yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
23.10.2021
TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
XVIII. DÖNEM YÖNETİM KURULU