(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU
<BR><BR>12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİNİN 16 YILDÖNÜMÜ



12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİNİN 16 YILDÖNÜMÜ

12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİNİN 16. YILDÖNÜMÜ

Ülkemizin Deprem Gerçeğini Unutmayacağız! Unutturmayacağız!

17 Ağustos 1999 günü saat 03:02`de Marmara Bölgesinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğündeki depremin yaraları sarılmadan, 12 Kasım 1999 günü saat 18:07`de Düzce`de Richter ölçeğine göre 7.2 büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir. Bine yakın insan hayatını yitirmiş, binlerce insan yaralanmış, konutlar ve işyerleri büyük hasar görmüştür.

Bataklık alanların, verimli tarım arazilerinin, dere yataklarının yerleşime açılması, kentsel planlamaya ve planlı büyümeye önem verilmemesi, zemine uygun olmayan yapı üretilmesi, mühendislik hizmetlerine yeterince önem verilmemesi, zemin özellikleri dikkate alınmadan konutlar, sanayi tesisleri, ulaşım alt yapıları yapılması nedeniyle meydan gelen depremlerde, büyük acı ve üzüntüleri toplum olarak yaşıyoruz.

Ülkemiz dünyanın en etkin ve yıkıcı deprem kuşakları üzerinde bulunmaktadır. Depremler geçmişte olduğu gibi gelecektede olacaktır. Ülkemiz depremle iç içe yaşamak zorundadır. Konutlarımızın %44`ü 1. derece, %25`i 2. Derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Nüfusumuzun yaklaşık %43`ü 1. Derece, %30`u 2. Derece deprem bölgesinde yaşamaktadır.

Deprem öncesi, sırası ve sonrası için gerekli önlemler alınmazsa aynı acıların yaşanması kaçınılmazdır. Ülkemiz insanlarının büyük acılarla karşılaşmaması için yetkilileri uyarıyor, duyarlılığa davet ediyoruz.

Bir doğa olayı olan depremin olmasına engel olmak mümkün değildir. Ancak depremlerin doğal afete dönüşmemesi için tedbirler almak mümkündür. Depremden korunmanın en önemli parametresi, zemini ve zemin özelliklerinin iyi bilinmesidir. Zemin özelliklerini belirlemek ve buna göre yapılaşmaya gitmek gerekir. Bu çalışmalar multidisipliner mühendislik çalışması ile olmalıdır. Bunun yanında Yasa ve Yönetmelikler çıkarılırken insanımızın mal ve can güvenliği ön plana alınarak, bir mühendislik dalını diğerine üstün kılmadan bilimsel veri ve gerçeklere dayalı ortak çalışmalar olması sağlanmalıdır.

Binayı yıkan depremin dinamik parametreleridir. Zeminin dinamik özellikleri Jeofizik Mühendisleri tarafından hesaplanmaktadır. Bu nedenle, depreme dayanıklı yapı üretimi için, zemin etütlerinde mutlaka Jeofizik Mühendisliği çalışmaları olmalıdır.

Depremler önlenemez ancak, bilimsel normlara uygun yer seçimi ve sağlam zeminlerde sağlam binalar yapılırsa ve önlemler önceden alınırsa yaşadığımız depremlerin yol açacağı can ve mal kayıpları en aza indirilebilir. Sağlıklı ve güvenli kentleşmeler için yapı üretimi ve denetiminin bilimin ve mühendisliğin yol göstericiliğinde olmalıdır. Kentsel değişim-dönüşüm projelerinde öncelik afet riskinin yüksek olduğu alanlara verilmelidir.

Büyük depremleri oluşturan Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı sessizliğini korumakta ve enerji biriktirmektedir. Beklenen İstanbul depremi ve aktif zonlarda meydana gelebilecek depremler için, deprem anı ve sonrası gerekli önlemler alınmalıdır. Deprem toplanma alanları belirlenmelidir.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak, Ülkemizin deprem gerçeğini hep canlı tutacağız, depremleri ve depremlerde yaşanan acı felaketleri unutmayacağız, unutturmayacağız.

Yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

12.11.2015

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI 

XV. DÖNEM YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 234