(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU
<BR><BR>12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİ’NİN 22 YILDÖNÜMÜ



12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİNİN 22 YILDÖNÜMÜ

17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve bütün Türkiye`yi derinden etkileyen Gölcük Depreminden 87 gün sonra 12 Kasım 1999 tarihinde merkez üssü Düzce`de Richter ölçeğine göre 7,2 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Resmi rakamlara göre Düzce Depreminde 710 kişi hayatını kaybederken 2678 kişi de yaralandı. Konutlar ve işyerleri büyük hasar gördü.

Ancak; geride bıraktığımız 22 yıl boyunca deprem yıkımlarının azaltılması için yeterli adımlar atılmamıştır. Meslek Odalarının; üyelerini denetlemesi, mesleki faaliyetlerini kayıt altına alması engellenmiştir. Kentlerin yeniden yapılandırılması ve depreme dayanıksız binaların güçlendirilmesi için gerekli olan kentsel dönüşüm uygulamaları rant aracı haline getirilmiştir. İmar barışı çıkarılarak, hiçbir mühendislik hizmeti almayan denetimsiz ve kaçak yapılar yasal hale getirilmiştir.

Zemin özelliklerine uygun güvenli yapı üretilmesi deprem zararlarının en aza indirilmesinde önem arz etmektedir. Bu konuda bilim ve tekniğin ışığında çok disiplinli mühendislik çalışması yapılmalıdır.

Deprem toplanma alanları, olası bir deprem anında ve sonrasında olumsuz etkilerden korunabilmek için barınma, beslenme ve sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanacağı alanlardır ve hayati önem taşımaktadır. Deprem sırası ve sonrasında, önceki yıllarda yaşananların tekrar yaşanmaması için  halkımızın depremde ne yapacağı, nerelerde toplanacağı ve kullanılacak acil yollar konusunda bilinçlendirilmelidir.

Ülkemizdeki deprem gerçeği, deprem meydan geldiğinde hatırlanmaktadır. Gerekli dersler  çıkartılmadığından, her büyük depremden sonra büyük acılar yaşanmakta can ve mal kayıpları olmaktadır. Aktif bir deprem kuşağında bulunan ülkemizde, deprem ve afetlerin geçmişte olduğu gibi gelecekte de olacağının bilimsel bir gerçek olduğu  göz ardı edilmeden, telafi edilemez can ve mal kayıplarının yaşanmaması için deprem ve afetlere karşı ciddi ve gerçekçi önlemler alınmalıdır.

Yapı Denetim Sistemi; TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla yeniden düzenlenmelidir. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılandırılmalıdır.

Deprem güvenli yapılar için, imar planına altlık teşkil edecek jeolojik-jeofizik-jeoteknik etütler yapılmadan yer seçimi yapılmamalı ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemeli, riskli alanlar imara açılmamalı, niteliksiz yapı üretimi engellenmelidir.

Ülkemizin önemli bir bölümü 1. ve 2. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Depremlerin oluşumu önlenemez ve engellenemez. Deprem yasası gereği; geçmişte yaşanan depremlerin gelecekte de yaşanması kaçınılmazdır ancak alınacak bilimsel önlemler, bilinçli eğitim ve planlı yerleşim alanları ile deprem zararlarının en aza indirilebileceği unutulmamalıdır. 

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak; Ülkemizin dünyanın en etkin deprem kuşaklarında yer aldığı, beklenen İstanbul depreminde ve sessizliğini koruyan ve enerji biriktirmekte olan diğer aktif fayların üretebileceği depremlerde can ve mal kaybının olacağı gerçeğini, ülkemiz "DEPREM GERÇEĞİNİ" unutmayacağız, unutturmayacağız.

Bilinmelidir ki doğa kaynaklı olan depremleri önlememiz mümkün değil ancak depremlerin bir doğal afete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir.

Bugüne kadar meydana gelen depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

DEPREM ÖLDÜRMEZ; DENETİMSİZLİK, AKIL, BİLİM VE TEKNİK DIŞI UYGULAMALAR ÖLDÜRÜR.

12.11.2021

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

XVIII. DÖNEM YÖNETİM KURULU 

Okunma Sayısı: 335