(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU
<BR><BR>0107 MART DEPREM HAFTASI



0107 MART DEPREM HAFTASI

Ülkemiz dünyanın aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır. Başbakanlık Afet ve   Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı (2012) verilerine göre, 1900-2012 yılları arasında 112 yıl içerisinde, 112 hasar yapıcı deprem olmuş ve depremler nedeniyle 86833 kişi hayatını kaybetmiş ve 563647 yapı yıkılmış ya da ağır hasar görmüştür. Ülkemizde hasar yapan depremlerin ortalama tekrarlanma süresi açısından ise yaklaşık her yıl bir yıkıcı deprem olmaktadır.

Her yıl düzenlenen 01-07 Mart Deprem Haftası ve benzer etkinlikler, yakın tarihte yaşadığımız; 17 Ağustos 1999 7.4 büyüklüğünde Marmara Depremi, 12 Kasım 1999 7.2 büyüklüğünde Düzce Depremi, 19 Mayıs 2011 5.9 büyüklüğünde Simav Depremi, 22 Eylül 2011 5.4 büyüklüğünde Erzincan- Kemah Depremi, 23 Ekim 2011 7.1 büyüklüğünde Van Depremi, 09 Kasım 2011 5.6 büyüklüğünde Van-Edremit Depremlerindeki can ve mal kayıplarını ve yaşadığımız büyük acıları ve deprem gerçeğinin kamuoyunun gündeminde olmasını sağlamak, unutmamak ve unutturmamak açısından büyük önem arz etmektedir.

Türkiye deprem riski açısından dünyanın en önde gelen ülkelerindendir. Depremler geçmişte olduğu gibi gelecekte de olacaktır. Yapılması gereken, deprem anı, sırası ve sonrası için gerekli tedbirleri zamanında almaktır.

Depremler büyük zararlar vermekte, maddi ve manevi kayıplara neden olmaktadır. Depremlerin oluşturacağı zararları azaltmanın en etkin iki yolu depreme dayanıklı binalar inşa etmek ve insanlarımıza deprem bilincini vermektir. Bugünkü teknik bilgilerle depremin ne zaman olacağı belirlemek mümkün olmadığından, her an deprem olacakmış gibi hazırlıklı olmak gerekmektedir.

Devletin, doğa olaylarının yol açtığı can ve mal kayıplarının afete dönüşmemesini sağlayacak her türlü tedbirleri almak Anayasa ile belirlenmiş görevidir. Deprem sonrası yaşanan acı olaylardan ders alınmalı aynı acıların yaşanmaması için zemin etütleri konusunda merkezi ve yerel yönetimler yeterli duyarlılığı göstermeli, binaların dinamik zemin koşullarının uygun olduğu yerlerde yapılmalı ve kamu denetimini etkin olarak yapılmalıdır.

Kontrolsüz olarak hızla büyüyen kentlerimizin afetlere hazırlıklı hale gelmesi için sorunun çok disiplinli yaklaşımlarla ele alınması gerekmektedir. Kentsel dönüşüm projelerine önem verilmelidir. Kentsel değişim-dönüşüm projelerinde öncelik afet riskinin yüksek olduğu yerlere ve göçecek binalara verilmelidir.  Depreme dayanıklı yapı tasarımı için zemin etütlerinde mutlaka Jeofizik Mühendisliği hizmetleri olmalıdır.

Deprem; yerkabuğundaki kırılmalar nedeniyle ortaya çıkan titreşimlerin, dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayıdır. Deprem yeryüzü üzerinde bulunan tüm yapıların hasar görüp, can ve mal kaybına uğrayacak şekilde yıkabileceğini gösteren bir doğa olayıdır. Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının nasıl yayıldığını, ölçü aletlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili tüm konuları inceleyen Sismoloji, Jeofizik Mühendisliğinin alt bilim dalıdır.

Binayı yıkan depremin dinamik parametreleridir. Bu parametreler Jeofizik Mühendisleri tarafından hesaplanmaktadır. Depreme dayanıklı yapı tasarımı için zemin etütlerinde mutlaka Jeofizik Mühendisliği çalışmaları olmalıdır. İmar planlarına altlık teşkil eden jeolojik-jeofizik-jeoteknik etütler yapılmadan yeni yerleşim alanları belirlenmemeli, parsel ve ada bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir.

Bilim insanları tarafından tek seferde kırılması halinde 7.6 büyüklüğünde deprem üreteceği ifade edilen olası Marmara depremi başta İstanbul olmak üzere bütün Marmara Bölgesini etkileyecektir.  Yaşanacak depremde can ve mal kaybının en aza indirilmesi için alınacak önlemlerle ilgili gerekli hazırlıklar yapılmalıdır. Özellikle deprem toplanma alanları belirlenmelidir.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak; Ülkemizin dünyanın en etkin deprem kuşaklarında yer aldığını, fay hatlarının geçmişte birçok yıkıcı depremlere neden olduğunu, gelecekte de meydana gelecek depremlerle can ve mal kaybının olacağı gerçeğini, ülkemiz "DEPREM GERÇEĞİNİ" unutmayacağız, unutturmayacağız.

Yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

XVI. DÖNEM YÖNETİM KURULU  

Okunma Sayısı: 297