BASINA VE KAMUOYUNA; SİMAV DEPREMİ VE YAPILMASI GEREKENLER
Basın Bildirisi, 4 Mayıs 2012
19 Mayıs 2011 de merkezi Kütahya ili‘nin, Simav ilçesi yakınına rastlayan, moment büyüklüğü 5.7 (yerel büyüklük 5.9) olan bir deprem sonrası bu güne kadar bazen artan, bazen azalan binlerce artçı deprem olmuştur. Son günlerde çok sayıda küçük ve orta büyüklükte deprem etkinliği yeniden başlamıştır. 03.05.2012 tarihinde 5.1 büyüklüğünde Hisarcık İlçesi civarında bir deprem olmuş ve çok sayıda artçı depremlerle devam etmektedir.
Bölgenin en belirgin fayı Simav Fayı olmakla birlikte 19 Mayıs 2011 de başlayan deprem etkinliğinin sorumlusu Simav İlçesinin kuzeyindeki Naşa Fayı ve diğer tali faylardır. Bölgenin fay yapısı göz önüne alındığında Simav İlçesi‘nin kuzeyinde uzanan Naşa Fayı alanındaki artçı deprem etkinliğinin bir süre daha süreceği anlaşılmaktadır. Naşa Fayı‘nın ve Simav Fayı‘nın jeolojik ve jeofizik özellikleri nedeniyle bölgede daha önceki yıllarda 6.0-6.5 büyüklüğündeki depremler oluşmuştur. Ancak, son bir haftalarda oluşan 4 büyüklüğündeki depremler ve son 5.1 büyüklüğündeki deprem Naşa Fay Zonu tarafından oluşturulmaktadır.
Bölgede tespit edilen eksiklik ve yanlışlıklar şunlardır:
Deprem sonrası ağır hasarlı konutların hak sahipleri için inşa edilen ve 20 yıl vadeli kredi ile satılan TOKİ konutları Simav‘dan oldukça uzak bir bölgededir ve Simav‘da sosyal ve kültürel bir ayrışmaya neden olacaktır.
TOKİ konutlarına hak sahipliği kazananların, önceden sahip olduğu ağır hasarlı mülklerinin rayiç fiyatları oranında TOKİ konut değerlerinden düşülmesi talebi, AFAD ve TOKİ tarafından değerlendirilmelidir.
Hak sahipliği kazananların bir bölümü konutlarını Simav İlçesi içerisinde yapmak istemektedir. Ancak kendi yaptıracakları konutlar için kredi verilmesine dair taleplerinin dikkate alınmadığını ifade etmişlerdir. Bu konu acilen değerlendirilmelidir.
Deprem sonrası Simav‘ın kuzeyinde inşa edilen uydu kent TOKİ konut ve donatı tesisleri Naşa Fay Kuşağı‘na çok yakındır. Fayın özellikleri ve yer seçimiyle ilgili ne tür araştırmalar yapıldığı bilinmemektedir. Bu nokta jeofizik çalışmalara öncelik verilerek bir planlama yapılmalıdır.
Orta hasar almış konut, işyeri ve ahır gibi yapıların güçlendirme ve onarım kredisi hakkına sahip olanların büyük bir bölümüne, depremden bir yıla yakın süre geçmesine rağmen güçlendirme ve onarım kredisi sağlama işlemlerinin hala yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu konuda acil çözüm üretilmelidir.
Bölgenin depremsellik yapısı ve yapı stoğunun durumu incelendiğinde; bölgede bugüne kadar deprem kayıplarını azaltmaya yönelik önlemler, planlı ve denetimli yapı üretimi konusunda yerel yönetimin önemli yetersizlikleri olduğu anlaşılmaktadır.
Bu yerel tespitlerden yola çıkarak;
Tüm yerel yönetimlerde JEOFİZİK MÜHENDİSİ istihdamı sağlanmalıdır. Jeofizik Mühendisi alımını henüz tamamlamamış AFAD İl Müdürlüklerinin acilen alımları yapmaları ve gerek deprem öncesi gerek deprem sonrası çalışmalarda jeofizik mühendisliğinin çözüm önerilerinden faydalanmaları bir zorunluluktur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Merkez ve Taşra teşkilatlarında Jeofizik Mühendisi istihdamı acil bir şekilde gündeme alınmalıdır.
Gerek Plana Esas Jeoteknik Etütlerde gerekse statik projeye esas zemin etütlerinde yönetmeliklere rağmen jeofizik mühendisliği hizmetlerini göz ardı etmeye çalışan yerel yönetimlerin yaşadığımız depremlerden ders çıkarma zamanı gelip geçmektedir. TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak kamu yararı ilkesini ön plana alarak yerel yönetimleri bu konuda bir kez daha uyarıyoruz.
Taslak halinde olan Yapı Denetim Kanunu ve devamında hazırlanacak olan Uygulama Yönetmelikleri konusunda Jeofizik Mühendislerinin Denetçi Mühendis (gerek zemin etüt raporları gerekse yapı jeofiziği uygulamaları açından) olarak görevlendirilmeleri, yapı üretim ve denetim sürecinde bir zorunluluktur. Yaşanan deprem süreçleri bunun kanıtı olarak karşımızda durmaktadır.
Saygılarımızla, kamuoyu ile paylaşırız.
TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
XIV. DÖNEM YÖNETİM KURULU