
BASINA ve KAMUOYUNA
Ege Denizi'nin güneyinde yer alan Hellenik Yayı, Afrika levhasının Avrasya levhasının altına doğru dalmasıyla oluşan aktif bir dalma-batma (subdüksiyon) bölgesidir. Bu tektonik süreç, Ege Volkanik Yay'ının meydana gelmesine yol açmış ve Santorini ile Kolumbo gibi volkanların oluşumunda belirleyici bir rol oynamıştır.
Santorini ve çevresindeki Hellenik Dalma-Batma Zonu, oldukça karmaşık bir jeolojik yapıya sahiptir. Bu bölge, hem yoğun volkanik faaliyet hem de sismik hareketlilik açısından önemli bir risk taşır. Bölgede meydana gelen depremler ve magma hareketleri, geçmişteki büyük volkanik patlamalar ve yıkıcı sarsıntılarla doğrudan ilişkilidir. Özellikle Santorini-Amorgos fay hattı, büyük ölçekli depremler üretme potansiyeline sahip en kritik tektonik yapılardan biridir. Kolumbo Volkanı ve Santorini’deki aktif magma sistemleri, hidrotermal süreçlerle desteklenen dinamik bir yapıya sahiptir ve gelecekte büyük patlamalar yaşanabileceğine işaret etmektedir.
Bölgenin sismik tarihine bakıldığında, en dikkat çekici olaylardan biri 1956 yılında meydana gelen Amorgos Depremi'dir (M7.7). Bu büyük sarsıntı, tsunamiye yol açarak Fethiye kıyılarında dalga yüksekliğinin 1 metreyi aşmasına neden olmuştur. Daha yakın tarihte, 2002-2003 ve 2011-2012 yıllarında kaydedilen deprem serileri de bölgedeki sismik hareketliliğin sürekliliğini gözler önüne sermektedir. En son yaşanan büyük deprem fırtınası ise 2025 yılının Ocak ayının son günleri ile Şubat ayının başlarında kaydedilmiş olup, bu süreçte meydana gelen deprem sayısı 600’ü aşmıştır.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), 28 Ocak’tan sonra artan sismik aktivitenin özellikle Santorini’nin kuzeyinde yoğunlaştığını açıklamıştır. Bölgede kaydedilen en büyük deprem 5.2 büyüklüğündedir ve bu tür deprem fırtınalarının günlerce, hatta aylarca sürebileceği bilinmektedir.
Bölgedeki volkanik hareketlilik dikkatle takip edilmelidir. Deprem fırtınasının Santorini’nin kuzeyinde yoğunlaşması, bu sismik olayların hidrotermal ya da jeotermal süreçlerle ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Magmanın yüzeye doğru hareketiyle bağlantılı birçok sismik olay gözlemlenebilir. Ayrıca, Girit’in güneyinde uzanan büyük fay hattı, Afrika Levhası ile Anadolu Levhası’nın etkileşim bölgesini oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, bölgenin güneyinde derin odaklı depremler meydana gelirken, günümüzde yaşanan kuzeydeki aktiviteler daha sığdır (<25 km).
2025 yılının 26 Ocak - 4 Şubat tarihleri arasında, bölgede kaydedilen sarsıntılar oldukça yoğundur. Bu süreçte 3 ve üzeri büyüklükte yüzlerce deprem meydana gelmiş olup, bunlardan yaklaşık 60’ı 4 büyüklüğünü aşmıştır. Bu tarih aralığında ki sismisite haritası Şekil 1’de verilmiştir. Bölgede oluşan M≥4 depremlerin odak mekanizması çözümleri incelendiğinde, normal faylanmanın hâkim tektonik rejimi oluşturduğu anlaşılmaktadır. Şekil 2’de odak mekanizması çözümleri verilmiştir.
Şekil 1. M≥3 ve üzeri olan depremlerin konumları
Şekil 2. M≥4.5 üzeri depremlerin odak mekanizması çözümleri
Santorini ve çevresi, hem yer bilimciler hem yer fizikçiler hem de afet öncesi önlemler almak isteyen yetkililer tarafından dikkatle izlenmelidir. Bölgedeki depremler nedeniyle tsunami, heyelan ve diğer doğal afet risklerinin düzenli olarak izlenmesi ve önleyici tedbirlerin alınması hayati önem arz etmektedir.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası
20.Dönem Yönetim Kurulu