(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU
BASIN BİLDİRİSİ

BASIN BİLDİRİSİ

6 Şubat 2023 günü sabaha karşı saat 04.17’de ve gündüz 13.24’de meydana gelen Kahramanmaraş, Pazarcık ve Elbistan- Ekinözü merkezli depremler ve artçıları; 11 ilimizde, ilçelerinde ve kırsal alanlarda çok büyük yıkımlara, hasarlara yol açmış, oldukça geniş bir coğrafyayı etkileyen depremlerde resmi açıklamalara göre 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiği, 107.204 kişinin ise yaralı olduğu, yaklaşık 300 000 den fazla binanın yıkıldığı veya ağır hasarlı olduğu belirtilmiştir. Bir daha böyle büyük felaketler yaşamamayı umuyoruz.

 Yitirdiğimiz vatandaşlarımız Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Bu gün geldiğimiz süreçte bu büyük deprem ve etkileri hakkın da üç bölüm olarak bir şeyler söyleyebiliriz.

Birincisi;

Ülkemizin aktif deprem kuşaklarından olan DAF’ ın varlığı ve yakın bir zamanda büyük bir deprem üreteceği yerbilimi ile ilgili bilim insanları tarafından sürekli söyleniyordu. Yıllardır  ilgili kamu kurumları ve üniversiteler tarafından bu fay kuşağı ve tali faylar izlenmekteydi, fakat zamanı bilenemiyordu.

Ø Bunlar bilinmesine ve bilim insanlarının devamlı uyarısına rağmen bu büyüklükte bir depremde bu kadar canı niçin kaybettik?

Ø Yüzbinlerce bina neden yıkıldı?

Bunların önce sorgulanması gerekir!

Biz yerbilimciler yıllardır, yer seçiminin önemini, yapının yapılacağı alanın zemin özelliklerinin jeofizik olarak belirmesinin önemini her ortamda her vesile ile yasa koyuculara, siyasetçilere, bürokratlara, merkezi ve yerel yöneticilere anlattık.  Yapının, mutlaka iyi mühendislik hizmetleri alması gerektiği vurguladık. Ama yıllarca zemin konusunda önemli parametreleri üreten jeofizik mühendislerini ve jeofizik çalışmaları yok saydılar. Bu gün deprem bölgesinde yıkılan veya hasar alan yapılarının çok büyük bir bölümünde zemin etütleri için çalışma yapılmadan yapılaşmaya gidilmiştir. Yaklaşık son 5 yıldır yasal zorlamalar sonucu yapılaşmada jeofizik çalışmaları kabul ettirebildik. Ama yine de bazı yerel yöneticileri tam olarak uygula yapmamakta direndiler.

En önemli faktörlerden birisi de, yapılaşma sürecinin başından zemin etütlerinden ruhsat verilme aşamasına kadar gerekli tüm denetimlerin ve kontrollerin Yapı Denetim şirketleri veya yerel yönetimler tarafından yeterli denetimin yapılmamasıdır.

2013 yılında imar yasasına eklenen bir madde ile yapı sürecindeki TMMOB ye bağlı Odalardan denetim yetkisinin alınması, bizce çok büyük bir yanlışlıktı. Maalesef bu yanlışlık hala devam etmektedir. Kamu yararına denetim yapan Odalara bu yetkinin mutlaka geri verilmesi gerekir.

Bir başka faktör, sürekli imar afları çıkarılarak, mühendislik hizmeti almamış veya yapı üzerine inşaat planlarına uymadan çıkılmış katlara af getirilmesidir. TMMOB ve Oda olarak zamanında uyarılarımızı yapmamıza rağmen maalesef dikkate alınmamıştır.

İkincisi;

 Deprem sonrası bölgede yaşananlar. Büyük alana yayılan ve çok sayıda yapının yıkılmasına sebep olan deprem bölgesine kurtarma ekiplerinin zamanında ulaşamaması, araç gereç ve personel yetersizliği nedeniyle çok canın enkaz altında sağ çıkarılamamasına sebep olmuştur. Binlerce vatandaşımız çaresizlik içinde umutsuzca gelecek yardımları bekler duruma gelmişlerdir.

Barınma, yiyecek ve hijyen konuları gündeme gelmiş olup, kısa sürede çözülmesi gereken bu konular çok yavaş ilerlemiş olup, deprem bölgesi halkı büyük acı yaşamışlardır.  Konteyner ve çadır kenteler kurulmaya başlanmıştır, fakat çok yavaş ilerlemesi nedeniyle halk büyük sıkıntılar çekmiştir. Depremin birkaç gün sonrasında güvenlik sonu çıkmaya başlamıştır. Güvenlik kuvvetleri geçte olsa gerekli tedbirleri almıştır. Maalesef çok büyük travmalar yaşanmıştır.

 

Üçüncüsü;

Depremin yaraları sarılması için gönüllü kuruluşlar, halk ve hükümet hareket geçmiştir.

Merkezi hükümet tarafından bir yıl içinde konutların yeniden yapılıp hak sahiplerine teslim edileceği sözü verilmesine rağmen basından öğrendiğimize göre bitirilmiş ve teslim edilmiş konut yok.

Hasar tespit çalışmaları ve hukuki çalışmalar başlatılmıştır.

Hasar tespit çalışmaları yapılıp yıkılması gereken yapılar tespit edilmiş olup yıkılma çalışmaları ve yıkılmış binaların enkaz kaldırma çalışmaları başlatılmıştı. Bu çalışmalar yavaş ilerlemekte olup, enkaz döküm alanları hiçbir bilimsel çalışma yapılmadan rastgele alanlara dökülmüştür. Bu alanların ileride canlı sağlığını tehdit edebilecek olması konusu TMMOB ye bağlı meslek örgütleri tarafından uyarılmasına rağmen hiç dikkate alınmamıştır.

Bir yıl geçmesine rağmen, hala deprem bölgelerinde yıkılmayı bekleyen binalar ve kaldırılmamış enkazlar bulunmaktadır.

Yeniden, konut yapılacak alanların, deprem öncesi duyarsızlıkla ve gerekli zemin etütleri yapılmadan yer seçimi yapılmaması uyarısı TMMOB ye bağlı odalar tarafından sürekli yapılmıştır.

Şu anda yer seçimi ve kontrollerin ne düzeyde yapıldığı hakkında biz Odalar yeterli bilgiye sahip değiliz.

Ayrıca yakın tarihte yasalaşan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı yasası içinde geçen rezerv alan uygulaması ile vatandaşların büyük mağduriyetler yaşayacağı gerçektir.

Yasada ki bu madde nedeniyle, ülkemizin her yerinde insanlarımız, yapısının tehlikede olduğunu düşünüyor.

Deprem gününden bu güne kadar geçen sürede hukuki konulara gelecek olursak;

Bilirkişi raporlarının oluştuğu, savcılarımız tarafından gerekli incelemeleri yapıldığı, bazılarının mahkeme süreçlerinin sürdüğü takip ediyoruz.

Basından edindiğimiz bilgilere göre, yapıları inceleme ve ruhsatlandırma yetkisi yerel yönetimlerde olmasına rağmen, sorumlulukları olan bir tane dahi kamu görevlisinin ve yerel yönetici yetkilisinin tutuklu olmadığını görüyoruz.

Müteahhitlerden, birkaç kişinin tutuklandı haberini yine basından öğreniyoruz.

Sonuç olarak; 17 Ağustos 1999 Gölcük depremini milat almamız gerekir diye herkes söylemesine rağmen, hiçbir ders almadığımız ortaya çıktı. Bu büyük deprem milat kabul edilmeli ve yapılaşmamızı bilimin ışığında gerçekleştirmeli, denetim mekanizmasını güçlendirmemiz gerekir.

Depreme dirençli yapılar yapmamız söylemleri umarım bu sefer boşa gitmez.

Yasa koyucular, merkezi yönetim, yerel yönetimler ve halkımız bilinçli davranarak depremin eksik olmadığı Ülkemizde deprem zararlarını en aza indirmeyi hep birlikte başarmalıyız.

Depremde yitirdiğimiz tüm canlarımıza tekrar Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz. Yakınlarını kaybedenlere ve halkımıza sabırlar dileriz.

Depremsiz, afetsiz nice sağlıklı günler dileriz.

Saygılarımızla,

 

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

19. DÖNEM YÖNETİM KURULU
Okunma Sayısı: 130