BASIN AÇIKLAMASI
BASIN AÇIKLAMASI
Değerli görsel ve yazılı basın mensupları,
10- 11 Nisan 2010 tarihinde Ankara‘da yapılan Jeofizik Mühendisleri Odası 22. Olağan Genel Kurulunda alınan kararlar doğrultusunda temsilcilik olarak faaliyetini sürdüren Antalya İl Temsilciliğimiz "Şube" unvanını almıştır. Şube faaliyet alanımız; Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsamaktadır.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şubemizin I. Olağan Genel Kurulu, 29- 30 Ocak 2011 tarihlerinde Antalya‘da yapılmış, 7 Şubat 2011 tarihli yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı şu şekilde gerçekleşmiştir:
Şube Başkanı Ali İhsan TOSUN
Şube II. Başkanı Sezen ŞİRİN
Şube Saymanı Burhanettin AKDEMİR
Şube Yazmanı Engin ÇUKURCA
Şube Yönetim Kurulu Üyesi İlhan KORKMAZ
Şube Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel KARAMAN
Şube Yönetim Kurulu Üyesi Erhan AKDENİZ
Değerli basın mensupları,
Türkiye Jeofizikçiler Derneği adı altında 1961 yılında faaliyetine başlayan odamız, 1986 yılından itibaren TMMOB çatısı altında "Jeofizik Mühendisleri Odası" olarak yer almaktadır. Genel merkezi Ankara, Genel Başkanı Metin ALTAY‘dır. Jeofizik Mühendisleri Odası Türkiye‘de yedi (7) şube - bunlar Adana, Antalya,Bursa,İstanbul,İzmir,Kocaeli,Trabzon- ve üç( 3) bölge temsilciliği ile temsil edilmektedir.
Jeofizik Mühendisleri Odası, 6235 sayılı TMMOB kanunu ile 3458 sayılı Mühendis Mimarlar hakkındaki kanuna uygun olarak çıkartılan yönetmelik ve tüzük doğrultusunda faaliyetini sürdürmektedir.
Jeofizik Mühendisliği; petrol, doğalgaz, maden, yeraltı suyu gibi doğal kaynakların araştırılmasında; depremselik, deprem riski, heyelan gibi doğal olayların araştırılmasında; baraj, köprü, bina, liman gibi mühendislik yapılarının zemin araştırmalarında, kent planlamalarında, çevre sorunlarına yönelik araştırmalarda, arkeojeofizik vb. çalışmalarda uzmanlık alanına sahiptir.
Üniversiteden Jeofizik Mühendisliği eğitimi alan her meslektaşımız; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı gibi birçok bakanlıkta MTA, TPAO, TKİ, KGM, DSİ, İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri gibi resmi kurum ve belediyelerde çalışabildiği gibi sahip olduğu uzmanlık alanlarını kullanarak özel sektörde de faaliyet gösterebilmektedir.
Değerli basın mensupları,
Şimdi de sizlere faaliyet alanlarımız arasında önemli bir yer tutan depremlerden ve Antalya‘nın deprem profilinden bahsedeceğim.
Depremler, iç dinamik süreçlerle yer kabuğu içerisinde meydana gelen deformasyonların yarattığı ve fay olarak tanımlanan kırılmalar sonucu oluşan yer sarsıntılarıdır. Depremin büyüklüğü, kırılma esnasında açığa çıkan enerjinin miktarına bağlıdır. Depremin şiddeti ise yapmış olduğu hasarın ve can kayıplarının bir ölçüsüdür. Yerküre üzerinde oluşan depremlerin büyüklüğü ve neden oldukları zararlar göz önüne alındığında iki ana deprem kuşağı bulunmaktadır. Bunlardan biri Pasifik deprem kuşağı, diğeri ise Akdeniz Himalaya deprem kuşağıdır. Antalya ve yakın çevresi de başta Helenik-Kıbrıs fayı olmak üzere Fethiye-Burdur fay zonu ile Aksu bindirmesi boyunca uzanan faylar, Antalya ve çevresini etkilemektedir. Depremler genellikle Helenik-Kıbrıs yayı boyunca yoğunlaşmaktadır. Bu yay, Türkiye‘nin güney kıyısı yakınlarında Girit Adası‘nın güneyinden geçerek kuzeydoğu yönünde Rodos Adası‘nın güneyinden Fethiye Körfezi‘ne kadar uzanır.
Antalya ili ve çevresinin önemli bir kısmı 1996 yılına kadar 4.derece deprem bölgesi iken, Türkiye Deprem Bölge Haritalarının değiştirilmesiyle birlikte 1.ve 2. deprem bölgesine girmiştir.
Finike ,Kaş,Kemer,Kumluca 1.derece deprem bölgesi
Antalya,Elmalı,Korkuteli,Manavgat,Serik 2.derece deprem bölgesi
Akseki,İbradı 3.derece deprem bölgesi
Alanya,Gazipaşa,Gündoğmuş 4.derece deprem bölgesin de bulunmaktadır.
1900-2011 yılı arasında Antalya ilinde olan 4.0 ve üstü büyüklüğünde meydana gelen depremlerin sayısal verileri şunlardır.
4.0-M-4.5 | 100 | 4.5-M-5.0 | 84 | 5.0-M-5.5 | 16 | 5.5-M-6.0 | 7 | 6.0-M-6.5 | 2 |
Değerli basın mensupları burada dikkati çekmek istediğim 2 deprem var bunlardan birincisi
11.04.1977 de il merkezine 4.4 km uzaklıkta 4.7 büyüklüğünde ve 90 km derinlikte olan ve
11.03.1991 de il merkezine 27 km uzaklıkta 5.2 büyüklüğünde ve 113 km derinlikte olan ikinci deprem. Bu iki deprem de en büyük avantajımız depremlerin çok derinlerde olmasıdır.Depremin derinliği yüzeye yaklaştıkça verdiği hasar ve can kaybı artmaktadır.
Türkiye bir deprem ülkesidir ve bizim depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekmektedir. Her mühendislik yapısı yapılmadan önce zemin etüdü yapılması şarttır. Sağlam zemine oturmayan binalar en çok en çok hasar gören binalardır.Üzülerek söyüyorum ki Japonya‘da 7 büyüklüğünde olan depremi 5-6 şiddetinde hissederken biz 5.0 büyüklüğünde ki bir depremi 7 şiddetinde hissediyoruz.
Son olarak son dönemlerde gündemde olan Merkez Muratpaşa İlçesi Konserve koyunda ki zemin problemlerine değinmek istiyorum.Antalya Valiliğinin isteği doğrultusunda farklı meslek odaları ve üniversiteler tarafından çalışmalar yapılmış ve raporlar sunulmuştur.Bu çalımaların temelini zemin sondajı oluşturmaktadır.Biz burada ki karmaşık zemin problemlerinin çözümünde sadece sondaja dayalı çalışmaların yeterli olmadığı göüşündeyiz.Etkin bir şekilde yapılacak olan sismik,rezistivite,georadar,broadside vb. jeofizik yöntemler ile hangi fiziksel ve mekanik hareketlerin bu sahada etkin olduğu 3 boyutlu ve ekonomik olarak ortaya çıkabilecektir.
Bu kapsamda ileri tarihlerde Antalya‘nın falez roblemleri ile ilgili olarak odamız tarafından daha detaylı sunular ve konferanslar gerçekleştirelecektir.
Yönetim Kurulu Adına
Ali İhsan Tosun
Jeofizik Mühendisleri Odası
Antalya Şube Başkanı
25,02,2011