23 EKİM 2011 VAN DEPREMİNİN 8 YILDÖNÜMÜ UNUTMADIKUNUTTURMAYACAĞIZ
23 Ekim 2011 tarihinde 7.2 büyüklüğünde, merkez üssü Van ili Tabanlı köyünde ve kısa bir süre sonra 09 Kasım 2011 tarihinde, merkez üssü Van ili Edremit ilçesinde 5.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiştir.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından verilen bilgilere göre; Van ili Tabanlı köyünde meydana gelen depremde 604 vatandaşımız, Van ili Edremit ilçesinde meydana gelen ikinci depremde ise 40 vatandaşımız hayatını yitirmiştir.
Aktif bir deprem kuşağında olan ülkemiz, Avrasya-Arap-Afrika levhası arasında yer almaktadır. Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattıyla deprem kuşağı içerisinde bulunmaktadır. Ülkemiz topraklarının %93`ü, nüfusumuzun %95`i, büyük sanayi merkezlerinin %98`i ve barajlarımızın %93`ü deprem bölgesindedir.
Aktif bir tektonik kuşak üzerinde yer alan ülkemizde, geçmişte yaşandığı gibi, gelecekte de değişik büyüklüklerde depremler yaşanmaya devam edecektir. Bir doğa olayı olan deprem, düşük standartlarda sağlıksız ve yasadışı bir yapılaşma, bilimsel normlara dayalı olarak yapılmayan yer seçimi gibi faktörler nedeniyle afete dönüşmektedir. Doğa kaynaklı olan depremleri önlememiz mümkün değildir, ancak, depremlerin birer afete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir.
Meydana gelen depremler, çok sayıda can ve mal kaybına, büyük üzüntüler ve acılar yaşanmasına sebep olmaktadır. Depremin etkilerini en aza indirmeye yönelik tedbirlerin bir an önce alınması ve hayata geçirilmesi, ülke ekonomisi yönünden olduğu kadar, can ve mal güvenliği açısından da büyük önem taşımaktadır. Depremlere karşı hazırlıklı olma ve deprem zararlarını en aza indirme politikaları merkezi ve yerel yönetimlerin önceliği olmalıdır.
Ancak; aradan geçen yıllar sonra, deprem zararını en aza indirecek tedbirlerin alınmaması, yapı üretim süreci, mevcut yapı stoku, kentleşme ve imar politikaları, afet sonrası planlamanın eksikliği 17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999 depreminden 12 sene sonra meydana gelen Van depreminde büyük mal ve can kaybı ile yüz yüze gelmemize neden olmuştur. Zemin özellikleri ilgili mühendislik dalları tarafından araştırılmamış deprem yönetmeliğine uymayan yapılar, kalitesiz yapı malzemesi ve denetimsizlik depremlerde meydana gelen hasarın en önemli nedenleridir.
İnsanlarımı, deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasında ne yapması gerektiği konusunda bilinçlendirilmelidir. Güvensiz hasarlı ve riskli binalar bir an önce tespit edilerek güçlendirilmeli veya yıkılıp yeniden yapılmalıdır. Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın dayanıklılığını inceleyen Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinden yararlanılmalıdır.
Jeofizik Mühendisleri; elektronik cihazlar kullanarak yapıya hiçbir zarar vermeden yapı görüntülerini çıkarmakta ve bu görüntüleri yorumlayarak yapı hakkında bilgi vermektedir.
25.09.2019 tarihinde İstanbul Silivri`de meydana gelen, aletsel büyüklüğü 5.8(Mw) olan depremde yaşanan kaos, geçmiş depremlerden ders alınmadığı gerçeğini ortaya koymuştur. Orta şiddette meydana gelen bu son deprem, depreme her yönüyle hazır olmanın ne kadar önemli olduğunu, bundan sonra yaşanacak depremler için acil önlemlerin en kısa sürede alınması gerektiğini hatırlatmıştır.
Yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
23.10.2019
TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
XVII. DÖNEM YÖNETİM KURULU