(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU

23 EKİM 2011 VAN DEPREMİNİN 2 YILI

23 Ekim 2011günü Van ili Tabanlı Köyünde 7,2 büyüklüğündeki deprem ve 09 Kasım 2011 tarihinde Van‘ın güneyinde Edremit civarında 5,6 büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir.  Bir doğa olayı olan bu depremler, ülkemizdeki çarpık, denetimsiz yapılaşmanın sonucu olarak afete dönüşmüş mal ve can kaybına neden olmuştur.

İnsanları öldüren depremler değil içinde yaşadıkları ve çalıştıkları yapılardır. Asrın felaketi olarak kabul edilen 1999 Marmara Depreminin üzerinden geçen 12 yılda geçmişte yaşananlardan ders alınmayıp, güvenli yapılaşmada zemin etütleri zorunlu olmasına rağmen yürürlüğe konan yönetmelik ve genelgelerin hayata geçirilmesi ve uygulanması konusunda yerel yönetimlerin yeterli duyarlılığı göstermemeleri,  gerekli kontrol ve denetiminin olmaması Van depreminde yaşananların nedenleridir.

Ülkemiz topraklarının tamamına yakını deprem riski altındadır. Ülkemizde depremin her an bir doğa olayı olarak meydana geleceği bilinen bir gerçektir. Son yıllarda yaşadığımız depremler bunun örnekleridir.  Dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunan ülkemizde insanlarımızın güvenli yapıda ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı en temel doğal hakkıdır. Bundan dolayı; yasa dışı yapılanmanın önüne geçilmeli, bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalı niteliksiz yapı üretimine izin verilmemelidir. Sağlıklı kentleşmenin altlığını oluşturan Jeofizik-Jeoteknik etütler yapılmadan yeni yerleşim alanları belirlenmemelidir. Parsel ve ada bazlı yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir. Mühendislik sismolojisi yapılmamış zemin etütleri kabul edilmemeli, Yasa ve yönetmeliklerin uygulanması konusunda özen gösterilmelidir.

31 Mayıs 2012 tarihinde Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve 04 Ağustos 2012 tarihinde Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun Uygulama Yönetmeliği yürürlüğe girdikten sonra kentsel dönüşüm projeleri başlatılmıştır. Kentsel dönüşümde öncelik, afet riskinin yüksek olduğu bölgelere verilmelidir. Sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler kurmak için dönüşüm alanlarında yaşayanların ihtiyaçları da göz önüne alınarak ve kamu yararı gözetilerek kentsel dönüşüm projeleri hazırlanmalıdır.

İlgili yasalar, yönetmelikler, genelgeler, mahkeme kararları (Danıştay) gereği zemin temel etüd raporlarının, ilgili Meslek Odalarından vize ve Oda  onayı yapılarak sicil durum belgesi alınması, yasal bir zorunluluk iken, 03 Nisan 2012 ve 14 Nisan 2012 tarihinde 3030 sayılı Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ve 3194 sayılı İmar Kanunu‘nun 8. Maddesine eklenen bir bentle raporların Meslek Odaları tarafından vize ve Oda onayı kaldırılmıştır.

02.08.2013 tarih ve 28726 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan, 6495 sayılı "Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘da; 3194 sayılı İmar Kanunu‘nun 8. Maddesine eklenen 1ı) bendi ile "Harita, Plan, etüt ve projeler; idare ve ilgili kanunlarında açıkça belirtilen yetkili kuruluşlar dışında meslek odaları dahil başka bir kurum veya kuruluşun vize ve onayına tabi tutulamaz, tutulması istenemez. Vize veya onay yaptırılmaması ve benzeri nedenlerle müellifler veya bunlara ait kuruluşların büro tescilleri iptal edilemez veya yenilenmesi hiçbir şekilde geciktirilemez. Müelliflerin bu hükmü ortadan kaldıracak şekilde taahhütname talep edilemez." Düzenlenmesi yapılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu‘nun 8. Maddesine eklenen (ı) bendi; kamu tüzel kişiliğine sahip meslek odalarının; Anayasamızın 135. Maddesi kapsamında, kuruluş kanunu olan 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunun 2 nci  maddesinde  belirlenen amaçları sağlamak üzere, kamu yararını gözetmek temel ilkesiyle yürüttüğü çalışmalarının bir parçası olan denetim yetkilerini ortadan kaldırmaktadır. Bu değişiklik mesleğin ve meslektaşın denetiminin ortadan kalkmasına neden olmakta, kamunun güvenilir mühendislik hizmetini almasını engellemektedir.

Bu düzenlenme ile; meslek odalarının yetkileri elinden alınarak etkisizleştirilmekte ve  itibarsızlaştırılmaktadır. Meslek odalarının yapmış olduğu vize ve onayı kaldırarak serbest çalışan meslektaşlarımızın Oda ile ilişkisi koparılmaktadır.

Bu düzenlenme ile; hazırlanan zemin etüd raporlarının onayının kaldırılması yapı güvenliğinden yoksun yerleşim alanlarının ve telafisi mümkün olmayan mal ve can kayıplarına oluşmasına neden olacaktır.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası; Anayasanın 135. Maddesinde tanımlanan, 66 ve 85 sayılı KHK ve 7303 sayılı yasa ile değişik, 6235 sayılı yasaya göre kurulmuş kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Anayasa‘nın 124. Maddesinden aldığımız yetkiyle yürürlüğe koymuş olduğumuz Oda‘mız mevzuatı ve uygulamaları halen yürürlüktedir.  Bu nedenle jeofizik mühendisliği hizmetlerinin uygulanmasında  meslektaşlar arasında haksız rekabetin önlenmesi, hizmetlerinin mesleki, bilimsel ve teknik esaslar, ülke ve meslektaş yararları doğrultusunda verilmesini sağlamak amacıyla mesleki ürünlerle ilgili denetim, Oda kayıt ve sicil durum belgesi verme işlemlerinin yapılması kamu yararı açısından önem arz etmektedir.

TMMOB ve Odalarımızı etkisizleştirilmek amacıyla yapılan bu hukuk dışı düzenlenmenin, meslek odalarının, mesleğin yürütülmesinde ve meslektaşları üzerindeki denetim yetkisini kullanmak ve kamu yararı, insanlarımızın depremlerden korunma, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkı açısından değiştirilmesi gerekmektedir.

Birer doğa olayı olan depremlerin afet haline gelmemesi, felaket olarak yaşanmaması acı olayların tekerrür etmemesi için geçmişte yaşananlardan ders alıp deprem öncesi sırası ve sonrası alınacak gerekli tedbirler koordineli bir şekilde organize edilmelidir.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyor, depremzede yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyoruz.

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
XIV. DÖNEM YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 991