(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU
12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİ’NİN 19 YILDÖNÜMÜ

12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİNİN 19 YILDÖNÜMÜ

17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve bütün Türkiye`yi derinden etkileyen büyük Marmara Depreminin yaraları sarılırken, 87 gün sonra 12 Kasım 1999 tarihinde merkez üssü Düzce`de Richter ölçeğine göre 7.2 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Resmi rakamlara göre Düzce Depreminde 710 kişi hayatını kaybederken 2678 kişi de yaralandı. Konutlar ve işyerleri büyük hasar gördü.

Kısa süre aralıklarla meydana gelen bu iki deprem ülke ekonomisine büyük darbe vurdu. Milyarla ifade edilebilecek mal kaybına neden oldu. Ülkemizde yaşayan uzak veya yakın her aileyi bir ölçüde etkiledi.

Türkiye`de meydana gelen depremler ve olası depremler başta olmak üzere, tüm doğal afetlere karşı ciddi ve gerçekçi önlemler alınması ve deprem zararlarının en aza indirilmesi için ülkemizdeki deprem ve afetler gerçeğini unutmayacağız, unutturmayacağız.

1999 Marmara ve Düzce depremlerinden sonra getirilen düzenlemeler ile bina ve bina türü yapılar için statik projeye esas zemin ve temel etüt raporları, 3194 sayılı yasa ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile zorunlu hale getirilmiştir. Buna rağmen, ruhsat düzenlemede görevli bazı belediyeler tarafından zemin ve temel etüt raporlarında jeofizik çalışma istemeksizin yapı ruhsatı verilmekte, ilgili idarelerce bunların denetimi yeterli şekilde yapılmamaktadır. Yasa ve Yönetmeliklere aykırı bu uygulamanın kamu yararına olmadığı ve ileride telafisi imkansız zararlara neden olacağı göz ardı edilmemelidir.

Ülkemizin önemli bir bölümünün 1. ve 2. derece deprem bölgesinde yer alması ve yaşanan depremlerdeki  can ve mal kayıplarının büyüklüğünün nedeni zemin özelliklerine uygun bina üretiminin yapılmamasıdır.

Binayı yıkan depremin dinamik parametreleridir. Zeminin dinamik özellikleri jeofizik yöntemlerle bulunmaktadır. Depreme dayanıklı yapı tasarımı için zemin etütlerinde mutlaka jeofizik mühendisliği hizmetleri yar almalıdır. İmar planına altlık teşkil edecek jeolojik-jeofizik-jeoteknik etütler yapılmadan yeni yerleşim yerleri belirlenmemeli ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemeli, riskli alanlar imara açılmamalı, bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalı, niteliksiz yapı üretimi engellenmelidir.

Deprem toplanma alanları, olası bir deprem anında ve sonrasında olumsuz etkilerden korunabilmek için barınma, beslenme ve sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanacağı alanlardır ve hayati önem taşımaktadır. Deprem sırası ve sonrasında, önceki yıllarda yaşananların tekrar yaşanmaması için , halkımızın depremde ne yapacağı, nerelerde toplanacağı ve kullanılacak acil yollar konusunda bilinçlendirilmelidir.

İstanbul`daki yapı stokunun %60`i mühendislik hizmeti almamış, deprem güvenliği olmayan binalar oluşturmaktadır. İnsanlarımızın yasal hakkı olan güvenli binalarda sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı için; ülke genelinde  kentsel değişim projeleri hızlı bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Öncelik afet riskinin yüksek olduğu bölgelere verilmeli, değişim rant paylaşımlı olmamalıdır.

06 Haziran 2018 tarih ve 30443 sayılı Resmi Gazetede, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığından, TBMM tarafından çıkarılan İmar Barışı ile ilgili Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar tebliği yayımlanmıştır. Kaçak olarak yapılmış ve mühendislik hizmeti almamış olan binalara af getirilmiştir.

Mühendislik hizmeti almadan kaçak olarak yapılan binalara  imar affı getiren, deprem güvenliğini yapı sahibinin kendi beyanına bırakan bu imar affı topluma fayda sağlamayacak, kaçak yapı stoku nedeniyle depremlerin yıkım etkisi artacak, telafisi zor zararlara neden olacak, insanları mal ve can güvenliği büyük bir risk altında olacaktır. 

Depremle iç içe yaşamak zorunda olduğumuz Ülkemizde, toplumsal acıların tekrar yaşanmaması için, bir doğa olayı olan depremlerin önlenemeyeceğini, ancak alınacak bilimsel önlemler, bilinçli eğitim ve güvenli konut üretimi ile her türlü zararın en aza indirilebileceği unutmamalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Yaşadığımız depremlerde hayatlarını kaybeden bütün vatandaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyoruz.

12.11.2018

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

XVII. DÖNEM YÖNETİM KURULU 

Okunma Sayısı: 407