(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr
tmmobjfmo@hs01.kep.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU
<BR>23 EKİM 2011 VAN DEPREMİNİN 6 YILDÖNÜMÜ


23 EKİM 2011 VAN DEPREMİNİN 6 YILDÖNÜMÜ

23 Ekim 2011 tarihinde 7.2 büyüklüğünde, merkez üssü Van ili Tabanlı köyünde ülkemizdeki en büyük depremlerden biri meydana gelmiştir. 09 Kasım 2011 tarihinde ise merkez üssü Van ili Edremit ilçesinde 5.6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiştir.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından verilen bilgilere göre; Van ili Tabanlı köyünde meydana gelen depremde, 604 vatandaşımız, Van ili Edremit ilçesinde meydana gelen ikinci depremde ise 40 vatandaşımız hayatını yitirmiştir.

Van Depreminde, binaları yıkılan ve binaları ağır hasarlı afetzede sayısı 39804 , iş yerleri  ağır hasarlı  afetzede sayısı 3606 ve köylerde binaları ağır hasarlı  afetzede sayısı 9728 kişidir.

Bir doğa olayı olan deprem; mühendislik verilerinden yoksun imar planları, düşük standartlarda ve mühendislik hizmeti almamış yapı üretimi, bilinçsizce verilmiş yer seçimi kararları, ve plansız kentleşme sonucu sosyal ve ekonomik yıkımlara dönüşmektedir. Kalitesiz yapı malzemesi, deprem yönetmeliğine uymayan yapılar ve denetimsizlik depremlerde meydana gelen hasarın en önemli nedenleridir.

Ülkemiz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde yer almaktadır. Depremler geçmişte yaşandığı gibi gelecekte de yaşanacaktır.

Ülkemizin büyük bölümünde meydana gelen depremlerde olduğu gibi, her an geçekleşmesi muhtemel olan depremlerde de büyük can ve mal kayıplarının olacağı bir gerçektir.

Bu nedenle; TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak Ekim 2011 Van Depreminin 6. Yılında da deprem gerçeğini ve yapılması gerekenlerle ilgili sürekli söylemiş olduğumuz ve önemli gördüğümüz konuları tekrarlamayı gerekli görüyoruz.

·         Zemin etütleri ve yapılaşmada, yasalar ve yönetmelikler titizlikle uygulanmalı, kamu denetimi eksiksiz yerine getirilmeli ve mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir.

·         Kamu yararı ve ülke çıkarları doğrultusunda, deprem bilincinin toplumun bütün kesimleri arasında yayılması için sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler ve kamu kurumları arasında dinamik bir ilişki kurularak, etkin bir bilgilendirme programı uygulanmalıdır.

·         Depreme dayanıklı, mimarlık ve mühendislik kriterlerine uygun bina inşa edilmelidir.

·         Depremin afete dönüşmemesi için; deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası kriz planlaması yapılmalıdır.

·         Yapı Denetim Yönetmeliği tam olarak uygulanmalı, inşaatın her aşaması denetlenmelidir.

·         Mevcut yapı stokunun, depreme karşı dayanıklılık kontrolü yapılmalı, zayıf olan binalar güçlendirilmeli veya yıkılıp sağlam binalar yapılmalıdır.

·         Ülke genelinde kentsel dönüşüm ele alınmalı, dönüşüm deprem odaklı olmalı rant paylaşımlı olmamalıdır.

·         Riskli alanlar imara açılmamalı, yer seçimi bilimsel normlara göre yapılmalıdır.

·         Riskli binaların tespitinde, yapıyı tahrip etmeden inceleyen Jeofizik Mühendisliği çalışmalarından yararlanılmalıdır.

·         Sağlıklı güvenli yaşanabilir kentler için; zeminin özelliklerinin ve yer altı yapısının iyi bilinmesi gerekmektedir. Zemin özelliklerinin belirlenmesinde en önemli bilim dallarından birisi Jeofizik Mühendisliğidir. Binayı yıkan depremin dinamik parametreleridir. Zeminin dinamik özellikleri Jeofizik Mühendisleri tarafından hesaplanmaktadır. Bu nedenle, depreme dayanıklı yapı üretimi için, zemin etütlerinde mutlaka Jeofizik Mühendisliği çalışmaları olmalıdır.

·         Merkezi ve yerel idarelerde zemin etüt raporlarının standartlara uygun yapılmasının sağlanması ve denetimi için Jeofizik Mühendisi istihdamı arttırılmalıdır. Yerel idarelerde zemin etüt raporlarının kontrolü ve gerekli durumlarda yerinde denetimi amacıyla Jeofizik Mühendisi istihdamı zorunlu hale getirilmelidir.  

Deprem yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsan, saniyeler süren bir doğa olayıdır. Bu doğal sürecin oluşumu önlenemez ve engellenemez. Ancak alınacak gerekli önlemlerle can ve mal kayıpları azaltılabilir. Bir doğa olayı olan depremin afete dönüşmesi engellenebilir.

Yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

23.10.2017  

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

XVI. DÖNEM YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 283